9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
853
Okunma
Terleyen avuçlarımı,
Penceremin kıyısına dayar
Dalarım.
Her gece içimde
Aynı ızdırabı duyarım;
Yalnızlık…
Sesime sesle, hissime hisle
Mukabele edenim yok!
Burada akşamlar,
Başka olur her yerden;
Duyabilirseniz eğer.
Kâğıt, kalem,
Bir bardak çay,
Ve Alaca’ya gölge veren
Sıra dağlar, seyre değer.
Kâh pembeleşir,
Delikanlılık hülyalarım gibi;
Kâh morarır;
Hayatımı mahveden
Bedbahtlığım gibi…
Yeşilken gözlerime benzer de,
Sonra siyaha bürünür;
Hayallerimin yıkıldığı
İstikbalim gibi!
Sokak yanlarında evler sıralı,
Çöp konteynırlarını bekleyen
Sokak kedileri;
Ara sıra tüten bacalar da olmasa,
Kim yaşıyor bu şehirde,
Kimin bu şehir?
Ve işte bu gece de,
Ölgün sokak lambaları
Ve sen karşımdasın!
Ne çıkar; uzaktasın…
Benim hissettiklerimi
Sen de hissediyor musun?
Susun!
Gecenin sessizliği,
Ruhumdaki fırtınayla bozulmasın,
Alın yazın ne yazarsa yazsın!
Bu şehirde yaşamadıysan,
Yaşamıyorsan,
Anlamazsın!