9
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
2048
Okunma

Hapsettim yüreğime acı veren adını
Her dilime geldikçe, eziyorum... Bil, e mi?
Mahşere dek dediğim aşkımın miâdını
Gam seli yükseldikçe çiziyorum... Bil, e mi?
Aldım mesajlarını sözünü dinleyerek
Bakmıyorum yollara perişan... inleyerek
Öfkemin gölgesinde hergün serinleyerek
Ettiğim yeminleri, bozuyorum... Bil, e mi?
Deseler de kordur aşk; günbegün artan... azan
Dindi kırgın gönlümde, artık esmiyor hazan
Bir tek aynalar kaldı sürekli oyun bozan
Baktıkça, gördüğüme kızıyorum... Bil, e mi?
Kâbus olup geceme, hep uykumu kaçırıp
Ne geçti ki eline bana zehir içirip?
Sayende saf sevgiyi kırk elekten geçirip
Anlamlı bakışları süzüyorum... Bil, e mi?
Kokusu sinse dahi her köşeye bucağa
Düşmem artık bir daha aşk denen o tuzağa
Kim sevdadan söz etse kaçıyorum uzağa
Tehlikeyi önceden seziyorum... Bil, e mi?
Sıktım dudaklarımı çıkmasın diye ismin
Artık ne kalbimdesin ne hayalimde resmin
Hatta... hatta öyle ki, seni anan her cismin
Şeklini... şemâlini bozuyorum... Bil, e mi?
Güneş olsan istemem ufkumun sabahına
Saydım senli yılları aşkımın günahına
Aldırma sen yaş döken gözlerimin ah’ına
Şimdi artık gülerek geziyorum... Bil, e mi?
Çektiğim çileleri hep hayıra yorarak
Yaptım muhasebemi toplayıp... çıkararak
Bu sana son mektubum; kalemimi kırarak
Yüreğimden aşkını kazıyorum... Bil, e mi?
Yüreğimden aşkını kazıyorum... Bil, e mi?
Mecit Aktürk