31
Yorum
35
Beğeni
5,0
Puan
3357
Okunma

bir ölümcül yaradır ki ayrılık
ilmik ilmik inci gibi dizilir yürek ateşinin üstüne
bizler ki öz ellerimizle örüp de durdukça kaderimizi
gönül demi nefsin elinde cirit atar
doymaz istemleri türetirken yanıp da dururuz içimiz de
tüm dimağ çürütene kadar
zamanı gelince
hey hatları doğurturken gerçekler
kucağımız da yetişir kopukluk acıları
oysa yiten vuslatın tohumudur
göz yaşlarımızla emziririz durmadan
yürek yılgınlıkları sarar tüm mülkümüzü
elde avuçta ne kalır ki
kalbimiz parçalandıktan sonra
bir derya yükü gözyaşı
binlerce vah vah tan başka
ve hasretler pişer cadı kazanların da
bir de pişmanlıklarımız dökülür
yokluğun eylülün de
biz değil miyiz?
aslı astarı yok döşeklerde debelenip duran
oysa ki insan olduğumuz söylenmişti bizlere
çökünce karabasanlar varlığı satarız yok seline
dil ve damak çöl sanki
oysa uçsuz bucaksız bir deryadır yüreğimiz
kokup bulaşmaz olan gönüller de
durgundur deniz
varlığım yokluğunun içinde hiç belli olmaz bile
asıl logos
gün aydın dendikçe gözlerin görmeyen içeriği
hal ve hatır için de çürüyüp giderken bedenler
işte o an
sararan yapraklarımız savrulur ayak altlarına
somurtup da durma artık
yokluğun senin için de
neden çürümüyor ki hatıra sandıkları
oysa ki çok yalnız kalırlar
yalnızlık içimin için de oydukça çaresizliğimi
mal-i danışmanım gibi
kafirin kızı
haleti ruhi ’yem allak bullak olurken
odaklanmış bir gönül düşer kara noktaya
imiğimi sıkışındır nefesimi kesen
kuskunlar bile tutamıyor içimi
göğsümün çöküşünü bile yutkunamıyorum
yana düşünce kırılır kol ve bacaklarım
gönlü kırmak niye
belki içten özlemleri akıtacaktır yüreğine
bilinmez ki kimin eli işteyken gözleri oynaşta
çöksün duyguların
yüreğim ıslansın
bak yay çekiliyor göz üstü kirpiklere
kaldır artık başını ifriti alem
belki düşmek isteyecektir göğsüme
istersen küs ne yapabilirim ki
yıkıp göçersen beni eğer
inan ki arkandan sana su dökmemem
varlığın bile yokluğunu arattığı sürece
dudaklarımız zaten kuruyacak...
(30.09.2013) AZAP…
5.0
100% (36)