(Bir sahte Şeyh Brüksel’e gelir. Bir müridi şeyhine yaranmak için evine davet eder, sofra hazırlar. Sofrada pirinç pilavı üzerinde tavuk budu … Sahte Şeyh tavuk budunu eline alır ve müridine: ”Bu tavuğun döşü yok mu?” der. Derviş: ”Yok efendim”der.
Bu şiir o mürit şeyh olayını anlatır.)

DÖŞ YOK MU ?

Yahu sizin tavuklarda döş yok mu
Döş yoktur efendim baldır var baldır
Taze döşü yiye yiye bitirdin
Döş yoktur efendim, baldır var baldır

Culuk değil, tavuk değil, kuş değil
Duyduğunuz yalan değil düş değil
Var önünde taze pişmiş but eğil
Döş yoktur efendim, baldır var baldır

Kimisini yaşlı diye yatırdın
Kimisini gençtir diye götürdün
Vallahi efendim yedin bitirdin
Döş yoktur efendim, baldır var baldır

Baykuş gibi bütün kısmet hep sana
Döşler ve bacaklar tazedir amma
Çok bıldırcın piliç girdin kanına
Döş yoktur efendim, baldır var baldır

Hüseyin’i yiye yiye bitirdin
Bütün umudunu alıp götürdün
Bir hayalet sarayına oturdun
Döş yoktur efendim, baldır var baldır.

Hüseyin eryılmaz
Belçika