13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1527
Okunma

- Elden iletin lütfen.-
Gecikmiş bir mektup bu, bu bozduğum son yemin
Gönül yari beklerken ömür kısalmış meğer.
Çünkü artık batmaya yüz tutmuş güvertemin
Tüm yükünü taşıyan “aşk” denen salmış meğer.
Sevdaların üstünde pusu kurarken kibir
Dün bahara gülenler yaprak dökerken bir bir
Gözyaşımın düştüğü her yer Sahra-yı Kebir
Ve cananın gül yüzü çölde kumsalmış meğer.
Oysa canan dediğim yok kabul edip dünü
Bayram kabul eyleyip çekip gittiği günü
Gıyabımda verdiği “Katli vacip” hükmünü
Kanatsız turnaların sırtında salmış meğer.
Semailer yorgun bir kemana darılırken
Sevdaya vurgun ömür hasretle sarılırken
Kuşatılmış bir gönül aşktan kurtarılırken
Mecnun’un yaşadığı boş bir masalmış meğer.
İki kirpik arası gördüğüm anın bile
Ardında bıraktığı sonsuz hüsranın bile
Hatta suçun sultanı soysuz şeytanın bile
Günahı sevabımdan daha kutsalmış meğer.
Dostları birer birer zehirleyen yılanlar
Kerbelâ çöllerini Hüseyn’e çöl kılanlar
Bir Temmuz sabahında güneşten sıkılanlar
Siz de duyun, gülleri yakmak yasalmış meğer.