1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1750
Okunma

Taş duvarları sancılı yalnızlığın
Dikmişken gözlerimi, sorularla boğarcasına...
Hayalimde kaybolmayı arzularken
Umuda sarılmışım gerçeklere doğarcasına..
Bir sıkımlık merminin ucunda
Bin istekleri görmüşüm hayatı tanırcasına..
Yer dar, sığmıyor ufkum ;
Şu arzın doyulmaz temaşasına..
Kelimeler zorlanır söylenmişliklerin ucunda
Bir bilinmeze koşulur onu yakından tanırcasına...
Atma yabana dur , biraz düşün
Rıhtımında gemiler var sevgilerden
Boğazında inciler;uhdelerden
Beklenen bir dost var arzu dolu
İkramlar hazırlanacak billur gözlerden
Öylece dalacaksın bir an, o ses verene dek;
Sonra kaybolacak sözlerin,kaçarcasına...
Semasında renk renk uçurtmalar
Onları tutan ayrı ayrı dünyalar..
Neşe beklenmez saklanbaç oynar
Elemler ebede seni hep onlar yakalar...
A çocuk sen hala büyümedin mi,
Kendi rıhtımına bir adım olsun,yürümedin mi?
Tut ki olsun kafeste mahsenin
Tut ki sarılmış olsun en ücra köşelerin..
Saklanacak bir dünyan var senin hem de engin mi engin...
Var zümrüdü anka misali onca küllerin..
Sonra bir fethe koşacaksın elinde boyalarla
Rengine boyayacaksın sevginin ustacasına...
Ben Hayalperest Mitralyöz sorarsan eğer,
Tutarsan sözümü ; konuşmaya değer..
Tek mermim kalmış o da tek gerçeğim
Sarılsa da her yanım ben hep seveceğim
Canım oğlum, Abdülhamit Sencerim,
Zaman gelecek o mitralyözü sana vereceğim...
5.0
100% (3)