LİSAN-I HAL

Şu buluta bak!
Düşmüş rüzgârın önüne,
Kuruyan toprağa, sararan yaprağa koşar!
Tutkun mu tutkun! Sırılsıklam âşık ormana,
Sevdalı değil, kara sevdalı,
Duman duman hasret tüter yüreğinden!
Döker gözyaşını, yeşile döker!
Çiseledikçe, dillenir yeşeren yaprak,
Dillenir ıslanan toprak,
Lisan-ı hal ile şükür türküsü söyler.

Arınmak, pir pak olmak ise muradın,
Sığın Süphan’a, yakmasın günahın.
Yükselmesin, dalga dalga göklere ahın!
Sığın, sığın da, affetsin seni Allah’ın.
Nurlu levhalara yazılsın adın.
Yağsın, gönül bahçene yağsın tesbih tesbih duaların.

Hakikat denizine kavuş.
Ömür ipine, muhabbet boncuğu diz.
Hayat ırmağını Kevser’e dönüştür.
Coşan duygularını, cennet gölüne akıt!
Ömrün saadet cennetine dönsün.
İlahî Nur’un sürmesini çeksin gözüne.
Gönül ufkunda, Kur’an Güneş’i doğsun,
Aydınlansın karanlık dünyaların.

İnsanın hakikati sır,
Kâinatın sırrı insan!
Kâinat tükenir, varlar biter,
Bitmez, tükenmez varların varı!
Varların varına varsın yolun!

Ey Yüce Rabbim!
Yönüm sana, yolum sana, beni de kabul buyur.
Sana güvendim, yalnız sana inandım.
Sana can sana canan, sana yârim.
Ufuksuz denizlerde habbe,
Hudutsuz yığınlarda tane,
Kapında kulum.
Aç!
Bana da aç kapını,
Sana muhtacım.
Ali Gözütok
11.06.2013