2
Yorum
1
Beğeni
4,0
Puan
1425
Okunma
Bir yabancı şehre beş parasız gidip yerleşmek gibiydi seni tanımak.
Yüzme bilmeden en derin yerine düşmek denizin,
Vahşi bir aslan tarafından evlat edinilmek gibiydi.
Nereye gidersem gideyim aklımda olan
Ve dokununca sızılarımı alan kedim gibiydi...
Seni tanımak sihirle yüzleşmek gibiydi.
Bir devrin kapanıp diğerinin açıldığı yeni bir hayat,
Yol kenarlarında biten otları farkedebilmekti seni tanımak.
Bütün yüzlerin arkasında yüzünü görebilmek,
Sesini duyabilmekti suyun gerisinde.
Doğanın gülüşünle aydınlanmasıydı.
Can vermesiydi suyun yemyeşil tarlalara.
Serin bir sonbahar sabahı gibi ılık,
Bir o kadar da fırtınalıydı seni tanımak.
Seni tanımak...
Şimdilerde bir türlü dibine ulaşamadığım bir uçurum gibi.
Düştükçe hızlandığım,
Kalbimi demirden bir elle sıkıp sıkıp bırakan
Zehirli bir düş gibi seni tanımak...
5.0
50% (1)
3.0
50% (1)