3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1893
Okunma

bir sabah
erkendi saatler
kapım çaldı
enternasyonel marşını
andırmaktaydı
ne garip..
dünden sipariş verdiğim
bütün gazeteleri
getirmişti
bakkalın çırağı..
yaş’lanmak denildi adıma
henüz yirmi küsüratlar
bitmemişken..
demlenmek üzere koydum
çayı piknik tüpüne..
bizden bahsediyordu
anarşist ve çapulcuyduk..
duvarda asılı marks amcaya
baktım önce
daha sonra deniz’ime
ve mahir’e baktım
mahir’imin yazdığı bir
şiir mırıldandım sonra..
..
’Devrimcilerin gözleri kör kulağı sağır değil.
Biliyorum seni bu oklar yaralıyor.
Bak ne diyor usta:
“Unutma ki devrim şehidi sadece kurşunla olmaz,
Şefkat Kakamço’nun kementleri de şehit eder adam’..
..
haber yolladım kuşlar ile
yoldaşlara bin selam olsun..
gagasında,
düşleri vardı bir halkın
yıldızlara ne zaman varır bilinmez
fakat varmadan
varacak olan yoldaşlar
halkın tarlalarına..
deniz’im
ne çok özledik önde
koşuşunu,
ve kulaklarımda çınlamaktaydı
’Biz şahsi hiçbir çıkar gözetmeden,
halkımızın bağımsızlığı
ve mutluluğu için savaştık!.’
kızıllıklar dolu
odam vardı..
ve şimdi
gericileşmiş ülkeme
demlediğim çay
henüz piknik tüpümdeydi..
vardık biz
önceden,
varız biz
hep
ve varetmekteyiz varlığımızı..!!
(m.g)