11
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1375
Okunma

//...Adını söylersem tadından geçilmez
Öyle ki gelirsin bazı bazı gönül tahtıma...//
An oldu Züleyha’ya büründü bedenim Yusuf’ta aradım seni.
An oldu çöllere verdim kendimi,
Bir hayalin peşinden koştum,
Gördüğüm gerçeği düş sandım...
Yeri geldi ateşte yandım, güller açtı etrafımda
Yeri geldi dağları deldim.
Sular akıttım adına,
Peşinden uçurumlardan atladı bedenim.
Ben bazen hep siya bendim...
Bazen rüzgâr olup düşüyorum saçlarının diplerine,
Bazen tebessüm oluyorum düşüyorum,
Yüreğinin en tenha yerlerine...
Bazen oyalı bir mendil
Bazen de yasak bir name oluyorum
Taşların altında saklanan...
Bazen ağrının uç noktasında yakılan ateş oluyorum.
Susuz geçiriyorum koyunlarımı dereden.
Bazen de ham meyve oluyorum taşlanıyorum dalımda...
Birlikte içtiğimiz çayın demi oluyorum,
Bir yastığı paylaşıyoruz.
Bazen gecenin gözlerinde büyüyüyoruz.
Bazen de sudan sebeplerden ayrılıyoruz.
Dedim ya ben tutulmazım
Benim rengim şeklim cinsim yok.
Ben dokunulmaz,
Hissedilmez,
Tadılmaz,
Yaşanırım ama nasıl
Suların serinliği oluyorum,
Güneşin sıcaklığı,
Yıldızların en görkemli hali,
Bazen de soğuk bir duş oluyorum,
Düşüyorum biçare yüreklere...
Fırtınalarda çoğalıyorum bazen
Olmadık kapıların kilitlerinde saklıyım...
Labirent misali çok kapılı fakat girişi zor bir çemberim...
Sahi ben neyim...
5.0
100% (16)