1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1223
Okunma
kılçıklarından arınmış çipuralar gibi tatlı bir gülümsemen kaldı dududağımda
gökten iki elma düşüyordu sonra biri şiirim ortasına biri memelerine
süreğen bir felakete ilk adımımı atmıştım oysa kasım yapraklarından topraklaşarak.
oysa kalbimin tomajında bir sen vardın
süzülürdün akdenizin yosunsu sularında yağız kışların vazgeçilmeziydin
sularda mı köpürüyordun sinirinden mi bilinmez
yıkım emri çıkarılmış eski sovyet evlerine dönerdi yüzün
savaş ve sevişmekten bitkin düşerdin
aah birde begonyelar yetiştirirdin hiç unutamazdım
her eyalette kasten bir sevda teperdin
kar yağardı
ardından
kıpkızıl serüven olurdun
daracık sokaklarda ateş yakayım diyordun
üstüm başım olmadan anadan doğma, babasız çocukları andıran
her alevde süt dök derdin
küçük
şehirlere
kaçardık
ve yine
diyemezdim.
Oğuz ÇAKMAKCI
5.0
100% (3)