2
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1632
Okunma

Bam teli sandılar bağladılar yalnızlığıma ümitlerimi
Girdap olmuş benliğim sevdalıyım sana ben
Anlatmadılar bana nedenlerini attılar dört duvar arasına
Seslendim ama duyan olmadı ne var dediler
Nahoş düşüncelerle kayıplara attılar beni
Biçare devran döner bahçıvanlar gibi çalıştırdılar
Hasret kaldım anlatamadım dertlerimi bırakmadılar
Çerçevenin dört köşesi sandılar kapıların kenarlarına ittiler beni
Kelimelerin gücünü anlatmak istercesine susturdular kalemi
Ne fayda derdi derman bilinmez hoyratlaştırdılar kederlerimi
Haykırdım dört bir yanıma kenetlediler beni
Bak bak der gibi göz gözeydik konuşturmadılar
Derlerdi sanma sakın sandıkların da sanar seni
Nafi le çığlıklar, nafi le haykırışlar anlamazlar seni
Sormazlar dahi sana
Sorgusuz Sualsiz
Dert yanarlar bahtı kara gönlünde anarlar seni
Sebebi isyanım hattat olurcasına alırlar, saklarlar seni
Bak hâlâ uzaklardasın arayan da yok soran da neden ben dersin
Lâlezar olmuşum bahçende açmaz oldu artık çiçeklerim
Okyanuslarda dalgalar dahi azaldı sana inat bana inat
Ormanlar dahi yarım ağaç misali, hayvanlara ne oldu demeli
Çırpınan balıkların solungaçları neden amansız
Soluklarda sordun mu?
Hayata tutundum ağaçların kurumuş dallarıyla
Kabul etmedi o da beni
An gelir anlatırlardı bana dertlerini birer birer
Gam yüklü insanlarla dertleşirdik kimi zaman
Bilinmez yolculuklardaydık sebebi bilinmez hâlâ
Paylaşılmayan acının tutanakçısıydık bizler
Ve akıllara ziyan nedenlerimiz vardı çözülemeyen
Nisan yağmurlarının bereketi dahi kendini göstermez
Martıların uçuşları farklı görüntülerde olduğundan da öte
Dalgalar çıldırmış sanki öfkesinden belli nedeni ama yine de
Hazin aşkların penceresinden bakakaldım bir başıma
Aşikâr sevdanın mahiyetinde nedenler gizlenmiş
Derin mevzuların karanlıklarında gizlenir oldum
Dünya ekseninde fark edebiliyorum kendimi
Sorgusuz Sualsiz
Yağan yağmur tanelerinden kaçar olduk artık
Kar, fırtına, tipi her biri birer dert sanki
Aslanpençesine inat canavarlaştım adeta
Edebiyat dostlarının kalemlerinden etkileniyorum
Kanayan yarama tuz dökmeyin ben kendimde değilim
Sahiplenme hayata neler getireceği belli olmaz
Bağrıma taş basarım yalnız kalsam da
Bahçeme ekiverdim gül tohumlarını açarlar sebepsiz ve
Maksat oldum kendimi hatırlamadan sadece kayıpsızım
Bal kovanından tatlı çıkışıma bakmayın yargıladılar beni
Aç kaldım, susuz kaldım ya Rab bu ne derttir
Bedenim yanıklar içinde yok mu merhem veren
Acıyor bak anne kanayan yaram sessiz çığlıklarıyla
Nar taneleri kadar çok acılarım ve
Can çekişen balık misali susuzum ben
Sorgusuz sualsiz
Gitme dedim dal kırılır gelmez geri unutma hatırla
Sevgimiz sevişme değil olmamalı anla artık beni
Ateş oldum, taş oldum, ayrı oldum ama unutmadım
Bak üşüyor saçlarının teli ıslaklığında ama hâlâ ben sana
Ses sadeliğinde akla gelen yalnızlıklarım bak çaresiz
Sebep toprak değil tohum ıslaklığında verim
Kaç zaman geçer hâlâ eskimeyensin gönlümde
Hâlâ aklımda yanan yaralarımın izleri var
Tepinir dururum kıvranarak halimce
Yetinmez acıların susuzluğundayım hâlâ bilinmez derdim
Ne acizliğim var ne de sabrım sana karşı
Hâl bu hâl olursa sebebi isyan sebebi öfke...
Tak kalıplaşmış kalbimin yedeğini gönlüne
Anlatma olanları saklı kalsın de benliğince
Sadece anlatmak istedim duygularımı
Ses ver kulaklarımın işitmez oldu çığlıkların yetmez
Bal yapan arılar gibi dört dönerim çevrende sana inat
Kandırma beni sessiz ve sedasız gidişine yandım
Susma kalk, kalk ki ihtiyaçlarıma cevap veresin
Neşeli görünmeme bakma içim kan revan, biçare
Duygularımın hâkimisin sen Derin Sevdam
Al yazmalım, kara peçeli derin sevdam sana hasretim
Bedenimin sıcaklığında sen varsın her daim
Sorgusuz sualsiz
İçim titrerken ararken gözlerim seni rüyalarımda dahi
Ben yalnızlığına yeniğim ve sana hasret
Sar sar kollarınla ısıt üşüyen yüreğimi ısıt ki
Uyuyakalayım kollarında
Sorgusuz sualsiz
Acayip arayışlardayım dışlanmış insan manasında
Martıların uçuşunu izlemek istiyorum beraber derin sevdamla
Denizin içinde gizlenmiş olan çocuk tadında
Hasretler var yüreğimde
Ben özledim seni sen hasretimsin sorgusuz suallerimde
Ve ben taş kesilmiş kumların birikintisi içindeyim
Kalıplaşmış sanma sakın sözlerim dünya tarihinde bir ilk san
San sandıkça gerçeklerin ihalesini alacaksın
Sorgusuz sualsiz
Kanayan yarama ilaç, susayan bedenime su gibisin
Bu manada söz sahibi değilim gözlerinin parlaklığında
Akan damlaların üzüntüsündeyim, haykırışlarımda
Saçının her telinin gölgesinde hasretim sana ve çocuklarıma
Bak yandı yüreğim sanma, gerçek sen oldukça
Gerçek yokluğunda
Tut ellerimi sorgusuz sualsiz, dokunu ver sadece
Sıcaklığın ısısıyla hâlâ hasretim
Sorgusuz sualsiz sorularına ve yine ben
Sorgusuz sualsiz sana aşığım
Derin Sevdam
//Ali KUTAY//
Paylaşımın Yeni Adresi
www.bilimkenti.com
5.0
100% (4)