0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
907
Okunma

Yar…
Bir kuş olup uçsam
Nerede bir yüreği yanan var,
Sessizce melalini okusam
Yüreğinin derinliklerinde yatan hicranı,
Bir çırpıda alıp çıkartsaydım
Halini huzura kavuştursam,
Kalbini sürur ile barıştırsam
Ve sonra kanatlansaydım
Kalbimi
Ne vakit açsam
Ruhumdan nükseden
Hüznü güfte yapıp okusam
Boyun büken, hasrette biten,
Çaresizlikte inleyenin
Derdi gamını anlasam
Bir deva adına ömrümü vakfedip,
Rızanın ikmali için
Cehtle yarışsam ve itminan olsam
Ey hiç
Görmediğim
Ve sinemde hissettiğim
Bilmem ki nedir derdin,
Bir burukluk içinde çekinensin
Neden umutlarına güvenmezsin,
Nasibin vaktini
Ve hikmetini ihmal edersin
Üzülmen, melülleşip
Gözyaşlarını gizlemen, içine
Sızı bırakan kederi niçin beslersin
Urfa’yı,
Adıyaman’ı,
Mardin’i gezdim
Derdi gamı, çileyi, sabrı
Orada yaşayanlardan öğrendim
Meğerse ne kadar bencilmişim,
Olanlardan habersiz
Serkeş bir cahilmişim
Onca meşakkate
Ve mecburiyete rağmen, gönülleri
Ne kadar zarif ve temiz hissettim
Urfa’da
Balıklı gölü seyrettim
Bir hüzün içimde
Anlatılan hikâyeleri dinledim
Sıla gecelerine iştirak ettim,
Yanık sesli sazendelere refakat ettim
Gecenin bir yarısında,
Yine yalnızlığın derin sularında
Tefekkür etmeye niyetlendim
Nedense
Adıyaman’ı görmeyi diledim
Nemrut dağından
Güneşin doğuşunu izledim
Derin bir hüzünle göçüp giden
Nesilleri sessizce yâd ettim
Şehrin ne kadar
Hizmete aç olduğunu
Fark ettim, burada
Yaşayanlarda insan dedim
Mustafa Cilasun
5.0
100% (3)