Günahın taşından çok Sinop kalesi
Duvarların acıyla sıvanmış
Hücrelere sinmiş sessiz çığlıklar
Parmaklıklar gözyaşıyla boyanmış

Hala yakarıyor sana dalgalar
Mevcut listesinin silueti asılı kalmış
Güneş her batışta bir kez daha yokluyor
Sende ne ar, nede insafın varmış

Daracık koridorlar aşınmış
Beden ölmüş, bedenlerde yaşanmış
Gün doğmayan zindanların boşalmış
Vebalin cüssenden büyük Sinop kalesi

Bil ahali geldik görüşe
Nerde burhan felek, Sabahattin Ali
Ahları kulaklarda çınlıyor hala
Bedenlerle ödemişler bedeli

Şimdi mahcup bakıyorsun gelen gidene
Yorgun prangalar duvarlara asılmış
Küf tutmuş menteşesi demir kapının
Darağacının latası yere yıkılmış

Gözün kör kulağın sağır ezeli
Suçlu suçsuz demeden işledin fiili
Duvarda son arzular yazılı
Günahın taşından çok Sinop kalesi

Mustafa Bertan