0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1124
Okunma

Yanık bir türküyse, dillerde coşan
Yaren sofrasında, dinleyen ağlar
Ebedi sevgiye, aşk ile koşan
Aşığın dilinde, sel gibi çağlar
Gönlünün dağında, karaysa yazın
Telinden yaş damlar, çalınan sazın...
Tutturup bir ağıt, ince telinde
Gül dalında öten, bülbül misali
Fırtına ekip de, biçip yelinde
Yolunda çürüyen, bir gül misali
Kanaat olmuşsa, çok ile azın
Telinden yaş damlar, çalınan sazın...
Kirpikler eriyip, yaş ile şaşar
Selinde fer yoktur, akan yaşının
Mızrabın tının da, hasretlik yaşar
İlacı türküdür, dertli başının
Sahibi yok ise, ettiğin nazın
Telinden yaş damlar, çalınan sazın...
Yol olur yaylalar, vaha gildersin
Azığın bir çıkın, kuru ekmektir
Alemlere dalıp, şaha gidersin
Dervişlerin zikri, çile çekmektir
Tek mevsimin olur, kış ile yazın
Telinden yaş damlar, çalınan sazın...
Aşkının od’una, tutulur diller
Hasbıhal edersin, sade sazınlan
Haline ağlayıp, giderler eller
Baş başa kalırsın,Hak’ka nazılan
Geceler soğuyup, olur ayazın
Telinden yaş damlar, çalınan sazın...