12
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
2139
Okunma
Ey benim Kayıp Gül’üm;
Felaketlerin,
Felaketleri kovaladığı
O; uzun, asırlık
On dört günde
Med Cezirler yaşandı,
Hem sende, hem de bende
Yitik sevdamızın türküsü
Nevbaharla çalacak
Har’ lanırken sevda yeniden,
Kevser denizinde.
Kelleler mi kopacak,
idamlık biri mi gerek!
Sen çekil aradan,
çoktan hazır bu yürek
Ölmek mi lazım illaki;
Amenna ben sonuna dek
Kapındayım Kayıp Gül
Boynum tasmalıdır inan
Edepkar bir halde
O kapının eşiğinde.
Şu aşk sokağımdaki;
İlk ve son durağımsın
Ben bütün bunlara
Katlanmaya da
Hazır ve nazırım.
Eğer istersen Kayıp Gülüm;
Afrika çöllerine varıp
Kaybolmaya da varım.
Senin yanında olmayı
Kendime paye sayar
Aşkının zülüflerinin
Kaybolmasından korkarım
Benim ;
Bu düşüncelerimin üzerine
İstersen tükürüp öylece
İstersen şu akılsız başıma;
Al bir kına da sen yak diye
Çal ince ince.
Ben başımı alıp
Taa uzaklara, kaybolmak üzere
Çekip gideyim.
Yeterki bu aşka
Aman zarar gelmesin.
Eğer yapılacaksa
öyle bir fedailik
Çarpılalım bu yolda,
Birlikte olalım
aşkta iki garip.
Ama Kayıp Gülüm;
Titredim ve korktum üzerine
sevgilim.
Sen ki benim;
göz ağrımsın;
Ffıtratımla bütünleştiğim
Dar dairede ise;
Ummanlar kadar
geniş yüreklim.
Vicdanın;
şeker şerbet olmuş gibi
Hep bir tatlılık besliyor
Amansız sinemde
Muradım diyen dillerin.
Öyle ise sana derim ki ben;
Sen ki evvelki ;
Kayıp Gül’ sün yine
Bakmaya doyum olmayan
Tadına bandıkça aşkta boğulan
Severken özleyen,
Özledikçe kendinden geçen.
Söylesene kimim ben
Seni herbir şeyden daha fazla seven
Bir eylül beklentisinin cemresi
Bir Garip Yolcu Murat; senin için
Herşeyden Vazgeçen…..
Şiir: Murat AYDIN
18 Temmuz 2013-Bursa
5.0
100% (13)