1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1648
Okunma

Hazan vaktimde açan bahar yüzlü sevgili
Sıcacık yüreğiyle sevda özlü sevgili
Gelişinle gül oldu karakışlar bağıma
Raks etti gelincikler titreyen çerağıma
Bir geliş ki alnımda kuruttu mürekkebi
Bir geliş ki durdurdu geçip giden akrebi
Seni görünce güneş, doğduğuna utandı
Kızaran yanakları, beyaz nurunla yandı
Rahvan yürürken birden şaha kalktı umutlar
Gebe kaldı rahmete çiçeklenen bulutlar
Bir nur ki ötelerden sunuldun ellerime
Bir nur ki hakikatle girdin hayallerime
Sevdanın kıvılcımı, yangın oldu bağrımda
Kordan bir aşk fidanı uyandı toprağımda
Ruhumun saçlarında açtı gümüş geceler
Ağardı şafağımda senle dolu heceler
Yalın ayak gölgedir, şimdi gönlüm peşinde
Nefes nefese yandım, şavkının güneşinde
Ey gecenin bağrına emanet bıraktığım
Rengârenk umutlarla rüyasına aktığım
Yere inse gökyüzü, dünya dursa nafile
Canını can bilmişim kıyamet kopsa bile
Seni vurur saatler, zaman sana aşina
Set olur dakikalar yılların telaşına
Ebediyet yolunda yalnız sensin muradım
Gönül aynanda kalsın birkaç lahzalık yâdım
Ey aşkın divanında boyun büken sümbülüm
Gülzarımda şakıyan çileli can bülbülüm
Hasretinle inlerken gün sustu gece sustu
Bu sessiz bekleyişte can gönüllü mahpustu.
Zaman mekân ötesi, bak, ben de sen oldum yar
Kül olmuştu ocağım ateşinle doldum yar
Benliğimden âzâde, yürüyorum yarına
Erteledim vuslatı âhiret diyârına
Yatırdım can köşküme ömürlük hayalini
Dünyayı terk ederek kuşandım melalini
Aşka âşık bu gönlüm yalnız sana müptelâ
Vazgeçmem vaadimden verilse de son salâ
Sergül VURAL
Berceste Aylık Kültür Sanat Edebiyat Dergisi, Müptelâ, Yıl:12, Sayı:133, Mart 2013, Sayfa: 43
5.0
100% (2)