3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1145
Okunma
Son mektubunda,
Tarifsiz üzüntülere boğan kelimelerinden
kendime ,sadece ellerimde yeşerip
ellerimde solacak siyah yasemenler hazırladım
güzelliklerini, sarsıcı hayretliğim kapatıyordu
sevaplarını, günahı boynuna sen
Tüm ömür,
meşakkatsiz temellere kurulmuş kalplerin
o kalplerde büyüyen yarı nefesli sevdaların
amansız ölebileceğini konuşmadık mı
avuçlarımızda, hem de ne kadar varsa
ihtirasın ihtimalli rüzgarına korunarak üstelik
bize ait olanlarla yetinmedik mi
yedi düvele yetecek,
yetmişine de kalacak özlerimiz vardı bizim
sakladıklarımı sen aldın
paylaştıklarımıda sen
Son mektubunda,
Alışık olmadığım lehçelerden sesleniyordun bana
sanki, düşmeye ramak kala kusulan
insafsız gerçeklerdi bunlar
teker teker sıyrılıp
unutmanın rüyasına yatılması gereken
böylece, her rengin aslını sen aldın
kopyasını ben...
Ne olur,
alfabeye vurma artık suretini
ellerini, küçüldüğün oyunlarda imzana zorlama
beklediğim kadar beklemişim zaten
senden döndüğüm yolların postanesine
senle biten mektuplar yollama…