0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1156
Okunma

Yar…
Bilmem ki
Kime sorayım,
Kalbini şehre dip huzur bulayım
Hangi
İlham-ı lahzasında
Ki tesiriyle yol alayım,
Ruhumun ah u zarını bir nebze anlatayım
Sine-i tarumarlığımı
Ummana bırakayım, titreten bir aşkın
Sahrasında uyuyayım
Yol ver
Dedim dağlara,
Kalbimde kümeleşen bayırlara
Kurumuş ovalara bakıp,
İçimin yangınlığıyla kalayım
Sanki
Bulutlar baskın yapıyor,
Geceler bilmem ki niye sızlatıyor
Sabrım
Ah ediyor,
Kanaat hangi vaktin şafağını
Bekliyor, umutlarım feryat ediyor
Firkatiyle
Şad olduğum sürür
Sanki alay ederek bakıyor,
Muhtaçlığımı kim anlıyor
Yâd ellerden
Selam gelmiyor, nameler
Niye yazılmıyor
Kalbimden yalnızlık çıkmıyor
Bazen
Üsküdar da,
Kimi zaman Adalarda,
Beylerbeyi niye Temaşa ediyor hicranla
Bir zamanlar
Ne sakindi Çamlıca, boğazın
Suskun çığlığı sinem de nasıl bir acıysa
Göçüp
Giden feryatlar
Kahkaha atarak Şakıyan
Canlar, kendi canına kıyan insanlar
Neden
Figan eder martılar,
Tebessüm eden erguvanlar,
Salınıyor suskunlaşan yalılar
Hani
Nerdesin ey
Hasret kaldığım zamanlar,
Yâriyle
Kalbi sürur
Yaşayan manayı figanlar
Niçin
Bu kadar
Perişanlaştı insanlar, edebi terk
Eden hazlar, o aşktan uzaklaşanlar
Ruhuna
Bigâne kalanlar,
Kalbi letaifleri ihmal eden
Soluklar, bir fırsat için yarışanlar
Hiç acımadan,
Vicdanın sesini duymadan,
Nefsi hergeleliği bırakmadan yaşayanlar
Neden
Ölümden medet umar olduk,
Sanki maverayı unuttuk, niye savrulmuşluk
Neden
Telakkiler,
Dinmeyen asabiyetler, şuur
Adına dile gelenler, nerden kovulduk
Nerede kaldı
Kalbi muhabbetler,
Hoşgörüyle kaville şen
Akitler, sevgi adına gayretler
Ayrık otu
Gibi salınıyor kepazelikler,
Ruhunu ve kalbini ihmal ettiren nefsanîlikler
Mustafa Cilasun
Bilmem ki kime sorayım,
Kalbini şehre dip huzur bulayım
Hangi ilham-ı lahzasında ki tesiriyle yol alayım,
Ruhumun ah u zarını bir nebze olsun anlatayım
Sine-i tarumarlığımı
Ummana bırakayım, titreten bir aşkın
Sahrasında uyuyayım
Yol ver dedim dağlara,
kalbimde kümeleşen bayırlara
Kurumuş ovalara bakıp, içimin yangınlığıyla kalayım
Sanki bulutlar
Baskın yapıyor, geceler niye sızlatıyor
Sabrım ah ediyor, kanaat hangi vaktin
Şafağını bekliyor, umutlarım feryat ediyor
Firkatiyle şad olduğum sürür
Sanki alay ederek bakıyor, muhtaçlığımı kim anlıyor
Yâd ellerden selam gelmiyor, nameler
Niye yazılmıyor kalbimden yalnızlık çıkmıyor
Bazen Üsküdar da,
Kimi zaman Adalarda, Beylerbeyi niye
Temaşa ediyor hicranla
Bir zamanlar ne sakindi Çamlıca,
Boğazın suskun çığlığı sinem de nasıl bir acıysa
Göçüp giden feryatlar kahkaha atarak
Şakıyan canlar kendi canına kıyan insanlar
Neden figan eder martılar, tebessüm eden erguvanlar,
Salınıyor suskunlaşan yalılar
Hani nerdesin ey
Hasret kaldığım zamanlar,
Yâriyle kalbi sürur yaşayan manayı figanlar
Niçin bu kadar perişanlaştı insanlar,
Edebi terk eden hazlar, o aşktan uzaklaşanlar
Ruhuna bigâne kalanlar,
Kalbi letaifleri ihmal eden soluklar,
Fırsat için yarışanlar
Hiç acımadan,
Vicdanın sesini duymadan,
Nefsi hergeleliği bırakmadan yaşayanlar
Neden ölümden medet umar olduk,
Sanki maverayı unuttuk, niye savrulmuşluk
Neden telakkiler, dinmeyen asabiyetler, şuur
Adına dile gelenler, nerden kovulduk
Nerde kaldı kalbi muhabbetler,
Hoşgörüyle kaville şen akitler, sevgi adına gayretler
Ayrık otu gibi salınıyor kepazelikler,
Ruhunu ve kalbini ihmal ettiren nefsanîlikler
Mustafa CİLASUN