0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
993
Okunma

Yar…
Yüce kitabımıza ve efendimizin
Hayatına baktığımızda
Mertebeler görürüz,
Varlığın ve insanın derecelendiğini
İnsan-ı kâmil,
En üst mertebeyi işaretliyor,
Demek ki
Altlarda da mertebe bulunmaktadır.
Peki, nedir bu mertebeler diye
Dikkatlice nazar edersek, işte o vakit
Bir piramit
Örneği aklıma geliyor
En geniş olan
Piramidin en alt kısmıdır.
Piramit yükseldikçe alan daralır
İnsanların çoğu, piramidin
En alt kısmına karşılık gelir,
Çoğunluk altlarda yaşar
Nitelik ve dereceye vuruldukça
İnsanların sayısında azalma olur,
Zirvede çok az insan kalır
İrfan geleneğinde
“yedi katlı insan model”iyle karşılaşıyoruz
Kur’anı Kerim,
Hz. Peygamber’in sünneti
Ve İslam’ın ruhundan hareketle
Bu model belirlenmiş.
Harici bir okumaya yaslanmıyor
Bu model, çıplak bir metin
Okumasından çıkmıyor, Kuran’ın
Ruhunun verdiği ilhamla doğuyor
Yedi katlı
İnsan modeli
Nefs-i emmare ile nefs-i safiye
Arasındakileri içeriyor
Her makamın
Bir hususiyeti ve özelliği var;
İnsan hangi makamdaysa makamının
Hususiyetlerini taşıyor, nefs-i emmare
İnsanın en alt makamını oluşturuyor
Nefs-i emmare de
İnsan büsbütün kötü/aşağı
Olana açıktır, iyiye kapalı bir alandır
İnsan içindeki
Kötü sese kulak kesilir
Bu sesin işaret ettiği yere gider,
Kendisinde eksiklik, yanlışlık görmez
Ve hatta günahkâr
Olduğunu düşünmez. Arifler,
bu mertebedekilerin münafık ve fasıkların
Özelliğini taşıdığını söylerler,
Velev ki Müslüman olsa da
Nefs-i emmare mertebesin de yaşıyorsa
Münafık ve fasık gibi olur
Nefs-i emmareden
Çıkmak için Müslüman olmak yetmiyor
Daha fazlası gerekiyor, nefsin terbiye
Ve tezkiyesi, yani nefsin sesini kısmak
Ve böylece ruhun
Gürleşmesine imkân vermek,
İnsan bir nevi içinde miraç yaşatarak
Nefs-i emmareden
Nefs-i levvameye yükselmeli, Nefs-i levvamede
İnsan nefsinden yana düşmez,
Eksik ve günahkâr olduğunu düşünür
Nefs-i levvameye
Yükselmiş olan insanda
İnsan-ı kâmile doğru bir seyir vardır.
Kişi Nefs-i emmare de
Sosyolojik olarak Müslüman’dır.
Arkasından Nefs-i mülhime geliyor,
İlhama açık nefs demektir,
Nefs, tövbe, zikir, rabıta ve mücahedeyle
Günahların ağırlığından
Ve şehvet bağından kurtulunca,
İlham ve feyz almaya kabiliyet kazanır…
Mustafa Cilasun