0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1237
Okunma

Dağın içinden geçme (efor1)
Önce yavaşça peydahlanır Kızıl Sonya silueti
Gücünü en ölünecek gününe borçlu bir yenilmez gacı
Öpmek ister en görünmez yanını
Hayır der bugün olmaz
Kainatın son silahşoru gülmektedir
Dili sıyırdığı hançerin tadında hapis
Benim olacaksın demektedir
Oysa o bu gece aynı anda birkaç ailenin çocuğudur
Hem babasının Pazar sabahı uyandırdı diye saydırdığı imamın
Hem de sakalı göbeğine değen ayyaş adamın oğludur bu gece
Böylesi karanlığın sabahlarında hırçın olur
Güzel annesi o iyileşsin diye cin çıkaran mahzene kilitler onu
Onun içinden neler çıkar
Cin çıkmaz…
Suyun altında nefes alma (efor2)
Bir manifesto okuyor yörenin geride duranları
Tavuk yemekten bıktık diye bitiyor söylev
Siz ışıltılı kulelerinizde eğlenirken
Biz nefes almayı öğrendik suyun altında
Şimdi size de göstereceğiz ne denli neşe verdiğini
Dişler gıcırdarken sinsi bakılır…
Dört el kurşun sesi duyuluyor
Çiftliğin marabaları kararsız
Kahyanın ağzına bakıyorlar
Söylevci için mezar kazıyor en sevdiği arkadaşları
Kahramandı yazıyorlar mezar taşına
En bildiği işi yapmaya devam ediyor garipler
Kumun altında nefes almaya.
Kavrulmaya meyilli aşk porsuğu (efor3)
Kalabalık kentin yok olmaya yüz tutmuş bir avuç yeşiline
Sığınmış üç beş melankolik senin heykeline bakıyorduk
Ayrılığın telvesinden kuruttuğumuz saçlarına
Aşk şarkılarından süzdüğümüz kırıntılarla çizdiğimiz gözlerine
Bakıyorduk
Yüzün kurumuş nehir yatağı
Üç yaralı kuş adını sayıklıyor
Kanat çırpmamak için zor tutuyorlar kendilerini
Uçsalar iyi olacaklar
Ama unutacaklar seni…
Bir ben susuyorum çimen yeşili
Bir ben özlemişim sanki
Özgürlüğün şırıltısını
Acı eşlik ediyor melodisine gelişinin
Toprak yol dile geliyor
Ne duruyorsun diyor bir el de sen at
Sen şimdi sol omuzumdasın melalim
Sen şimdi sol yanımsın
Kuş gibi uçuruyoruz seni
Susuyorsun
Oysa her salıncağa bindiğinde bülbül olurdun
Söz sana o şarkıyı her mayıs sabahı çalacağım
İnadım inat seni unutmayacağım.
25.05.13
Nadir