sen, sadece sen.
kürek kemiklerimdeki sancı
yüreğimdeki ağrı
başımdaki batı fırtınası sen...

derin derin kokladığım okaliptüs dalı
yazmak için düşündüğüm şiir
kelimelerimdeki çıplaklığım sen...

düşün ki
yıllar sonra yine aynı yerde
rastlamışsız birbirimize
geçmiş olsun geçenler
olanlar olmuş
biz kalmışız,
bitmemiş
başlamışız
bil/iyorum
doğru dürüst tutamadım
ilk kez elin akarken elimden
sen, sadece sen...


uykusuz sabahlarında
delerken gözbebeklerini günün ışığı
kalın perdeler çekiyordun düşlerine
yüreğimiz yollarda, sevdamız ellerimizde
serçe tırnağımı kes, uzun soluklu öp nefessiz
sen, sadece sen...

serseri sevgilim benim
tomurcukları açmamış mimozam
ayva göbekli yarim
zeytin çekirdeğim, incir dalım, kabak çiçeğim
rüzgar serinliğinde ürpermem
karşıt görüşlüm, illegal bakışlım
nohut dalım
karşı cinsle ilgili her şeyim iflas etti
sen, sadece sen...





(...)