İntikam alıp da sonunda pişman olmaktansa, affedip de pişman olmak daha iyidir. cafer b. muhammed
muhacir bozkurt
muhacir bozkurt

BEN DE Mİ ÂKİL OLSAM (?!)

Yorum

BEN DE Mİ ÂKİL OLSAM (?!)

( 20 kişi )

15

Yorum

12

Beğeni

5,0

Puan

1859

Okunma

BEN DE Mİ ÂKİL OLSAM (?!)

BEN DE Mİ ÂKİL OLSAM (?!)

Akil Adamlar ve Heyeti Nasiha
Kategori: Güncel Yorum Sayısı : 1 Tarih : 04-Nisan-2013, 22:52 : 376

Yazar: fikriyet



Akil Adamlar projesinin, 1919’da Heyeti Nasiha adı ile de uygulandığı ortaya çıktı. Ermeni, Rum, Yahudi ve işgal güçlerine karşı halkın sesini çıkarmaması öğütlenmiş ve yeni bir vatandaşlık tanımı anlatılmaya çalışılmış.

Bugünkü süreç konusundaki belirsizlik gibi, o zamanki proje konusunda da halk arasında, medyada ve siyasilerde bir belirsizlik göze çarpıyor. Azınlıklarla ve işgalci güçlerle huzur içinde yaşanması için öğüt verildiği söyleniyor ancak tüm Anadolu dolaşılarak halkın Saray’a, Padişah’a ve yönetime desteği sağlanmış. 15 Mayıs 1919’da heyet Konya’da iken İzmir Yunanlılar tarafında işgal ediliyor ve 18 Mayıs 1919’da heyet İstanbul’a dönüyor. 19 Mayıs 1919’da ise Samsun’dan yeni bir hareket başlıyor.

Türkiye’deki mevcut Fen kitapları, dersleri ve öğretim yöntemleri ile teknolojide ilerleyemediğimiz gibi, Tarih kitabı ve dersleri de öyle bir halde ki, ders çıkarılacak Tarih Bilimi, romanlardan ve dizilerden bile daha kötü durumda. 19 Mayıs’ı, Kongreleri ve Kurtuluş savaşını tetikleyen “Heyeti Nasiha” neden kitaplarda yer almaz? Neden Tarih bilimi çocuklarımıza ders çıkaracak şekilde öğretilmez? 10 yıl önceki olayı bile unutup ders çıkaramıyoruz. Tarih tekerrürden ibarettir. Geride bıraktığımız zaman, yeniden Tarih yazılacak kadar oldu. Yeni tarihle birlikte eski tarihimiz yeniden yazılmalı.

Emekli Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner “mütareke dönemi” ile ilgili araştırmaların az olduğunu söylemişti. Yine o dönemdeki basın da “mütareke basını” adı ile bilinmekte ve hainlerle işbirliği yapmakla suçlanmaktadır.

Heyeti Nasiha hakkındaki eser Mevlüt Çelebi tarafından 1992 tarihinde yazılmış ve internette yayınlanmış. Aşağıdaki yazıların bir kısmı bu eserden alınmıştır. (bakınız)

“Heyeti Nasiha” olarak bilenen heyetin isminin “Heyeti Mahsusa” olduğu da iddia edilmektedir. Heyete Osmanlı hanedanına mensup Şehzade Abdurrahim başkanlık yapmaktadır. Halkın Saray’a, Padişah’a ve Şehzade Abdurrahim’e bağlılığı ve sevgisi karşılama törenlerinde oldukça dikkat çekicidir. Örneğin İzmir’de Heyeti Nasiha’yı 200 bin kişinin karşıladığı yazılmış.

O zamanki projede Belediyeler, Valiler, Devlet memurları, Milletvekilleri, şehrin ileri gelenleri, medya mensupları de dahil olmuş. Adeta bir bayram, şenlik, tören, miting havası estirilmiş.

O zamanki Başbakan Damat Ferit İngilizlerin İstanbul’daki temsilcilerini ziyaret edip, Heyeti Nasiha’ya İngiliz subaylarının da katılmasını istemiş. İngiliz temsilcisi Damat Ferit’ten daha karakterli çıkmış olmalı ki, bu mümkün değil demiş. Ancak İngiliz subayları heyetin gezdiği yerlerdeki durumu rapor etmişler.

1919 tarihli gazetelerde Heyeti Nasiha hakkında çıkan haberler:

11 Nisan 1919 tarihli İkdam Gazetesi:
“Meclis-i Vükela’nın Anadolu’ya iki heyet göndermeye karar verdiğini, bu heyetlerin Anadolu’nun muhtelif yerlerini gezerek halka, unsurlar arasında uzlaşma ve vatandaşlık hissi telkin edeceğini”

14 Nisan 1919 Sabah Gazetesi:
“Heyet-i Nasiha Anadolu’yu adım adım dolaşarak halkın, haklı ve yasal isteklerini dinleyerek herkesi irşad ve tenvir ederek, muhtelif unsurlar arasındaki eski sevgi ve muhabbeti ihyaya çalışacaktır”

Anadolu Heyet-i Nasihası Başkanı Şehzade Abdürrahim Efendi’ye göre heyetin amacı:
“heyetin bu seyahatten amacı, savaşın felâketlerinden etkilenen Anadolu halkını se-lâm-ı şahane ile taltif etmek ve aynı zamanda Anadolu’nun ihtiyaçlarını yakından görerek neticesini hükümete bildirmektir.”

Dahiliye Nazırı M. Ali Bey, İkdam Gazetesi’ne 15 Nisan 1919’da verdiği demeçte heyetin görevi hakkında şunları söylemiş:
“… heyetler, unsurlar arasında ortaya çıkan karışıklık ve yanlış anlamaları gidermek ve bütün unsurların birbirlerine karşı vatandaşlık hissiyle davranmalarını temin edecektir…”

M. Ali Bey, Monitör Gazetesi’ne verdiği demeçte de şunları söylemiş:
“Bu heyetlerin gönderilmesinin bir amacı vardır. Türkiye’deki anasır-ı muhtelife arasında varolması gereken ahenk ve barışı temin etmek.”
Gazetecinin, “başarı ümit ediyor musunuz?” sorusuna Dahiliye Nazırı M. Ali Bey şöyle cevap vermiş:
“şüphesiz, heyette Ermeni ve Rumların da bulunması muvafakiyet için bir zandır”

İkdam Gazetesi:
“Anasır-ı muhtelife arasında ortaya çıkan nifakın izalesi.”

Alemdar Gazetesi:
“Teftişat icrasıyla beynelanasır muhâdenet (dostluk) ve meveddetin (sevgi) iade ve temini.”

Sabah Gazetesi:
“Ahaliyi irşad ve tenvir, hükümet-i haziranın bilâ-tefrik cins ve mezhep bütün unsurlara karşı beslediği hissiyat-ı hayrhahaneyi ve zât-ı hazret-i padişahının selâm-ı hümayunlarını ahaliye tebliğ…”

Vakit Gazetesi:
“Memalik-i Osmaniye’de yaşayan muhtelif anasır arasında vifak (uyum) ve meveddetin iade ve temin-i idamesi… ve selâm-ı mahsusu tebaya tebliğ etmek”

Takvim-i Vakayı Gazetesi:
“Savaşın felâketlerinden müteessir olan tebaaya padişahın selâmını iletmek.”

Heyet Anadolu’daki çoğu illere ve ilçelere uğramış.

Manisa’da, Türk, Rum, Ermeni ve Musevi ileri gelenleri heyeti karşılamış, törenler yapılmış. Manisa’da belediyede eşraf ve mahallî memurlar şerefine 60 kişilik bir ziyafet verilmiş. Davete; eşraf, ulema, Rum, Ermeni, Musevi toplumları dinî liderleri ile İzmir’den gelen heyet katılmış.

İzmir’de Rumlar, silâhlı çeteler kurarak Türkleri sindirmek için eşkıyalıklarını artırmışlar. Türkler ise kurdukları cemiyetler aracılığı ile İzmir’in Türklüğünü ispatlamaya çalışıyorlar. İzmir’li Türkler asırlardır yaşadıkları toprakların Yunanlılar tarafından işgalinin yaklaştığını hissediyorlarmış.

İzmir’de Köylü Gazetesi’nde çıkan bir yazının özeti, bugün bazı medya organlarında çıkan yazılarla aynı. Sanki bugün yazılmış gibi. Köylü Gazetesi de her türlü milliyetçiliği ayağının altına almış..!
“Padişah ve sadrazamımızın Anadolu’ya göndermeye karar verdikleri Heyet-i Nasiha’nın görevinin “öğüt” vermek olduğu anlaşılıyorsa da, bu öğüdün cinsi bugüne kadar tam olarak bilinmiyordu. Bugün heyetin görevi biliniyor. Padişahımız savaşın getirdiği sıkıntıdan pek muzdarip olan devlet anasırı arasında dostluk, birlik ve sevgi istiyorlar. Padişahımız, Anadolu’ya heyetler göndererek hepsi evlâtları ve tebaaları olan muhtelif anasıra memlekette kardeşçe, vatandaşça yaşamaları hakkındaki ulvî arzuları ileteceklerdir. Padişahımızla hükümetimizin bu teşebbüsleri, memlekette anasır farkı kalmadığını ve hukuk-u vataniyede müsavatın kurulduğunu göstermesi itibarıyla gayet mühimdir.
Eski bildiklerimiz geçmiştir. Artık şovenizm denilen koyu kızıl milletçilik taassubu bundan sonra eski heyecan ve sıcaklığını koruyamaz. Bu koyu kızıl milletçilik taassubu insanlık ve medeniyet için bir afettir. Dünyada milliyet farkları olsa bile insanlık ve beşeriyet farkları yoktur… Evvelce Anadolu’da Türk ve Rum kardeş gibi idi…”


1919’da Köylü Gazetesi’nin yazdıklarına bakınca yeni bir vatandaşlık tarifi yapma projesi uygulanmış gibi. Ancak proje sadece Türkleri etkilemeye dönük olmuş. Ermeni, Rum, Yahudi ve işgalciler bu projede samimi olmadıkları gibi, onlar bir arada yaşamak değil, Türkleri bu topraklardan atmak düşüncesindeler ve bu düşüncelerini gerçekleştirmek için de ellerinden geleni yapmışlar.

O tarihlerdeki hükümet de kiliseye ve yabancılara şirin gözükmek için sürekli tavizler vermiş. Bu tavizlerin karşılığında ülke işgal edilmiş, vatandaşlarımız zulüm görmüştür. Tarih bilmeyenler ve tarihten ders almayanlar hala aynı tavizleri fazlasıyla vermeye devam etmektedir.

Anadolu’yu gezen Heyeti Nasiha Aydın’a vardığında kendilerini karşılayanlar arasında ve merasime katılanlar arsında hiç din adamının olmaması dikkat çeker.
“Aydın’ın müftüsü, imamı, hacısı ve hocası olmadığından mı yoksa başka bir maksatla mı heyeti karşılamaya gelmedikleri” sorulur.
Aydın’daki Esat Hoca’nın etkisi ve teşvikiyle karşılama törenine gelmedikleri öğrenilince Esat Hoca’yı çağırırlar. Esat Hoca’nın verdiği cevap bugün için de geçerlidir!

“..sebeb-i teşrifinizi bildiğimiz için istikbalinize varamadık. Bizim nasihata ihtiyacımız yoktur. Hıristiyanlarla iyi geçinmediğimizi kim söylüyor? Eğer siz söylüyorsanız bütün cihan umumî efkârına siz ilân ve tebliğ etmiş oluyorsunuz. Bu havaliyi gezeceksiniz, Hıristiyan mahalleleri mamur ve âbâdân (şen, bayındır), İslâm mahalleleri ise muhtac-ı ümrandır. Biz Türkler, cephelerde harp edip aziz vatanımızı korumaya çalışırken, onlar fabrikalar kurmuşlar, bağlar, bahçeler içinde yaşarlar. Servet, saadet, refah her şey onlarda, fakr-ü zaruret Türkler de toplanıyor. Nasihati bizlere değil, bizi iktisaden öldürmeye çalışan zümreye vermeniz lâzımdır.”


Hoca’nın bu sert cevabına heyet sinirlenir ve bugünlerde çok kullanılan “provakatör” lafına benzer olarak “milletin arasına tefrika soktuğu” söylenir.
Esat Hoca “Aydın’da bütün münevverlerin aynı fikir ve kanaatte olduğunu” söyler ve şöyle devam eder:
“Sözlerimin kıymetini ve içinde saklı hakikatlerin mahiyetini siz takdir edemezsiniz. Aziz milletimiz elbette takdirde gecikmez. Millet bizim yolumuzdadır. Sizin yolunuzda kimsecikler yürümez”

Heyeti Nasiha Antalya’ya varır. Antalya İtalyanlar tarafından 28 Mart 1919 tarihinde “halkın can ve mal güvenliği kalmadığı ve asayişsizlik” gerekçeleriyle işgal edilmiştir.
Heyetin amacı ve niyetindeki belirsizlik burada da göze çarpar:
Antalyalılar “Anavatandan ayrılmamak için Antalyalıların canlarını feda etmeyi göze aldığını ve bir işarete baktıklarını” söylemişler.
Bir İngiliz subayı Antalya’daki merasimleri raporlarken “unsurlar arasında barışı sağlamaktan çok hükümet ya da sarayın taşradan bekleyebileceği desteği tespit etmek olduğunu” yazmıştır.

Heyeti Nasiha Konya’da iken 15 Mayıs 1919’da İzmir yunanlılar tarafından işgal edilir. 18 Mayıs 1919’da İstanbul’a dönerler. Heyetin başındaki Şehzade Abdürrahim’e Anadolu’ya geçmesi tavsiye edilir:
“keşke avdet buyurulmasa da Konya’da kalınsa idi. Memleketin bu hale tahammül etmesi mümkün değildir. Başa geçer büyük bir hareketin çıkmasına sebep olurdunuz”

Padişah ve Şehzade halkı harekete geçirmeye niyetlidir ancak Damat Ferit engel olur.

Bir gün sonra 19 Mayıs 1919’da Samsun’da yeni bir heyet göreve başlar…!

Pkk terör örgütü ile ilgili yürütülen projelerde ve bugünkü süreçte, Akil Adamlar’ın esas rolü nedir bilmiyoruz ancak, sadece bir ay görev yapan Heyeti Nasiha gibi, yeni bir 19 Mayıs’ı tetiklerse şaşırmamak lazım.

Kaynak: fikriyet.com/anasayfa/haber_detay.asp?haberID=761



Yâ Hû!
Galiba moda olmuş arada bir zarf atmak…
Bazen dine, imana; bazen de ırka çatmak..
İblis’e yoldaş olup Mü’mine çelme takmak.
Benden sana ekmek yok, haydi başka kapıya!

Yâ Hû!
Yok mu insaf sahibi; terazisi sapmayan?
Şu Türklük âlemine katakulli yapmayan..
Şaşı gözle bakmayan, adaletten kopmayan
Tüm kapılar kapansa, açık el-Adl (Adil) kapı ya!

Yâ Hû!
Biz bize yeter idik, kardeşliği bozmadan.
Sen-ben diye ayrılıp “biz” hissinden yozmadan.
Amerika, Avrupa yollarında tozmadan..
“Yabancıya özenmek” Türk’ün handikapı ya!

Yâ Hu!
Akıl verir aklımdan seksen batman noksanlar.
Kimi altmış sekizli, kimi seksen, doksanlar.
Referansı yabancı millilikten yoksunlar.
Topkapı’yı beğenmez, yatar Ahırkapı’ya.

Yâ Hû!
“Heyet-i Nâsihâ”ydı bir zaman bunun adı
Anâsır-ı Osman’dan atmak maksat fesadı
Lâkin Aydın ilinde resmolmuştu miâdı
Türk milleti Samsun’da koymuş idi kapıya.

Yâ Hû!
Sabır dedik bekledik bardağı taşırtmayın
Yolumuz yoldur bizim yön verip şaşırtmayın
Kardeş idik yıllarca yadlığa düşürtmeyin
“Tüm anâsır, tek millet”; yaşar kapı kapıya.

muhacir bozkurt
Mustafa KÜTÜKCÜ
22.05.2013 – DENİZLİ.

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (20)

5.0

100% (20)

Ben de mi âkil olsam (?!) Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Ben de mi âkil olsam (?!) şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BEN DE Mİ ÂKİL OLSAM (?!) şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
ahirzamanmelegi
ahirzamanmelegi, @ahirzamanmelegi
26.5.2013 15:29:47
5 puan verdi
Tebrik ederim, saygılar.
Mehmet Ziya Dinç
Mehmet Ziya Dinç, @siirlerinziyasi
25.5.2013 21:24:56
5 puan verdi
siteye girmedim ama dışardan okudum kaç kez

mükemmel bir eser hasıl oldu

selamlar saygılar hocam
kadiryeter
kadiryeter, @kadiryeter
25.5.2013 11:10:01
5 puan verdi

Yedi kere öperim, O Ak alnından Seni,
Altısı kıt'a için, yedinci: Millî Gen'i,
Bayrağım gibi dim-dik, öperim Gönderini,
Selâm durdum Aslına, "muhacir bozkurt" Senin. .......kadiryeter


Sağlık dileğim ve hürmedle Selâmladım; Sancaktar Şairimi...

Kadir Yeter.
25 MAYIS 2013- Merkez İlçe- TRABZON.

w.edebiyatdefteri.com/siir/731094/ben-de-mi-akil-olsam--
muhacir bozkurt Mustafa KÜTÜKCÜ 22.05.2013 – DENİZLİ.
AhmetÇelik
AhmetÇelik, @ahmetcelik2
24.5.2013 23:48:55
5 puan verdi
Allah razı olsun Ustam. Tezgahlanan oyunlar KOS KOCA OSMANLIYI DAĞITTI. HER ŞEYİ İLE BİZE BENZEYENLER TARAFINDAN. VATAN ELDEN GİDERKEN UYANIR GİBİ OLDU ÇOCUK YAŞTAKİ DEDELERİMİZ, BU KEFERELERİ DENİZE DÖKTÜ. İNŞALLAH BU NECİP MİLLETİN EVLATLARI UYANIR DA CANIMIZ DAHA FAZLA YANMADAN OYNANAN BU OYUNLAR BOZULUR. DUYARLI YÜREĞİNİZE SELAM OLSUN.
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu, @ozan-ihlasi-bekir-akbulut
24.5.2013 23:31:59
5 puan verdi
ÜSTATLAR YORUMLAMIŞ SİZDE ÇOK GÜZEL BİR İRONİ OLARAK ANLATMIŞSINIZ KALEMİNE SAĞLIK HOCAM ALLAK KÖLELER EMİR ERLERİNE NE ZAMAN AKİLLİK VERDİ O DA SORGULANIR SELAMLAR SAYGILAR
GÜL BAĞLAR
GÜL BAĞLAR, @gulbaglar
23.5.2013 23:53:52
5 puan verdi
Yâ Hû!
Biz bize yeter idik, kardeşliği bozmadan.
Sen-ben diye ayrılıp “biz” hissinden yozmadan.
Amerika, Avrupa yollarında tozmadan..
“Yabancıya özenmek” Türk’ün handikapı ya!

Biz bize yeter idik, kardeşliği bozmadan..(ONUN İÇİN OLDUM OLASI SON OTUZ YIL DEMİYORUM BU ÜLKEDE EŞKİYA HAİN NERDE BİR HAK ARAYAN OLDU DIŞLANIP DAMGALANDI VE BİZ ZEKADAN YOKSUNLARDA AMA KORKU AMA İNANDIRILARAK ANAYASA BABA YASALARINA KADAR ALKIŞ TUTUP ONAY VERDİK DESTEKLEDİK VE YILARDDIR HERGÜN ONLARCA SEN BEN YOSMAYAN KARDEŞLER KİMİ İT KÖPEK NİYETİNE ÖLDÜRÜLDÜ KAYBEDİLDİ FAİLİ MEŞHUL OLDU KİMİ İSE GAZİ ŞEHİT NİYETİNE AVUTULDU OLAN YİNE BİZE OLDU

Sen-ben diye ayrılıp “biz” hissinden yozmadan.(BİR DEFA YANLIŞ SANIRIM BU GÜZEL KARDEŞİMİN SAFLIĞINDAN KAYNAKLI BİR İFADE SEN BEN YOKTU DEMEK ÇOK YANLIŞ BİR SÖZ HALK TABANINA SÖZÜM YOK NEDE OLSA BİZLER ANLAMAYIZ AĞAMIZ BİLİR O NE DERSE O OLUR ÇÜNKÜ SEN YOKTU AMA BEN HEP VARDI YANİ SEN YOKSUN BEN VARIM VE EFENDİNİM GİBİSİNE SEN İSE KÖLEMSİN HER NE KADAR KARDEŞLİK EDEBİYATINDA ARADA BİR İŞARET EDİLSEKTE ET VE TIRMAK GİBİ AMA MASUMİYETİNİZİ ALKIŞLIYORUM BİZ HİSİNDEN YOSMADAN DEMİŞSİNİZ YA ONDAN


EN ZEKİMİZİNN BİLE BAKTIĞIMDA BİR KAÇ TAHTA SI EKSİK İMAMLARIMIZA KADAR SONUÇ OLARAK KENDİMİZİ DAHA ÇOK SORGULAMAMIZ VE ÇOK YOL ALMAMIZ GEREKTİĞİNE İNANIYORUM

AKİL İNSANLAR ÖRNEĞİNİZE GELİNCE YILARCA BU ÜLKEDE ALLAH C.C SIFATI VE HER İŞİN BAŞI BİSMİLAHİRRAHMANİRRAHİM KULANILARAK İNSANLAR SOKAKLARDA LANETLEYİCİ KUTUPLAŞTIRICI İFADELERİ VATAN SEVGİSİ CATISI ALTINDA DÖKERKEN NEDEN BİR TANE YAZAR ÇİZER AYDIN SAF BİR ALLAHIN KULU ÇIKIPTA TEPKİ VEYA YANLIŞLIĞINI DİLE GETİRMEDİDE GETİRENLERDE HAİN İLAN EDİLDİDE ŞİMDİ AKİL İNSANLAR DAHA ÖNCEKİ ÖRNEKLERLE AYNI KATEGORİYE ALIP DIŞLAMAKTAN BETER EDİYORUZ YA SAMİMİYSELER YA GERÇEKTEN ÜLKESİNİ İNSANINI SENDEN BENDEN DAHA ÇOK SEVİP MAŞALIKTAN PİYORNLUKTAN UZAK SADECE HÜKÜMETEN ALDIKLARI DESTEK VE VİCDANLI CESARETLERİYLE BİR HİZMET EDİYORLARSA BENCE BİZE DÜŞEN GÜZEL YANLARIYLA DESTEKLEYİP DEDİĞİNİZ GİBİ KÖTÜ NİTELİ OLANLARI VARSA ONA KARŞIDA DİKATLE TAKİP ETMEK EN DOĞRUSUDUR YOKSA BU ÜLKEDE HİÇ BİR ZAMAN NE SUKÜNET NEDE RAHATLIK SÖZ KONUSU OLUR KİMSE HİÇ BİR ŞEY YAPMIYACAKM MI YAHU ADAMIN BİRİNE SORMUŞLAR DAHA DOĞRUSU BİR DÜŞÜNÜRE HAŞLA ALLAH VARMIDIR DİYE DÜŞÜNÜR BİRAZ BEKLE4DİKTEN SONRA YOK DEEMKTENSE VAR DEMEK DAHA İYİDİR DEMİŞ YA VARSA BENDE DİYORUM Kİ YA SAMİMİLERSE ARTI BU KADAR GÖÇ KUDRET VARKEN DEVLETİMİZİN ELİNDE MİTİNE KADAR BİZ BUNLARIN KARŞISINDA NE KADAR SAĞLIKLI DÜŞÜNEBİLİRİZ BİLGİ KAYNAĞIMIZ İLAHİ ÖĞÜTEN ÇOK GÜNCEL HAYATIMIZDAKİ TV GAZETE ÖRNEKLERSE BUNDAN BİR SÖRE ÖNCESİNE KADAR TAKRİKÇİLİK PROVAKATÖRLÜK ÇIKARÇILIK ÜZERİNE SÜREKLİ BÜYÜYEN BİR OLUŞUMSA AH GÜZEL ABİM AH KUSURA BAKMA CAHİLİĞİMDEN ANÇAK DERDİMİ BU KADAR İFADE EDEBİLDİM SONUÇ OLARAK RABİM ZİHNİ AÇIK VE İMANI GÖÇLÜ VİCDANI ÖZGÜR VE ÖZGÜR DÜŞÜNEBİLEN İNSANLARLA BİZİ KASRŞILAŞTIRSIN EN BAŞIMIZDAKİNDEN EN ALTAKİMİZE KADAR VE TÜM ÜMETİ MUHAMETLE BİRLİKTE TÜM ALEMLERİ HİDAYETE ERDİRSİN Kİ İNŞAALLAH HER ŞEY DAHA GÜZEL OLUR..

YÜREĞİNE EMEĞİNE SAĞLIK
ŞİRİN KENDİSİ ÇOK HARİKAYDI KONUDA ÇOK GÜZEL SADECE BANA GÖRE BİR KAÇ TAHTASI EKSİK

SELAM SAYGI SEVGİ VE DUA İLE
ALLAH C.C EMANET OL

yudumyunus
yudumyunus, @yudumyunus
23.5.2013 21:38:13
5 puan verdi
Ah üstadım ahhh..Bizi bize bıraksalar
kurt kuzuyla gezer olur..

Ahvalimizi nede güzel anlatmışsınız şiirde
şiir diliyle kutlarım usta kalemi tebrikler..

Selam vede muhabbetle Allaha emanet ol..

yudumyunus..yunus karaçöp
muhlis sünbülcü
muhlis sünbülcü, @muhlissunbulcu
23.5.2013 14:45:51
Mükemmel bir şiir olmuş yüreğine ve emeğine sağlık punım tam. Saygılarımla.
KAFKASİ
KAFKASİ, @avar
22.5.2013 23:59:13
5 puan verdi
Değerli hocam bu ülkenin sözde okumuş aydından çok mert, yiğit, anadolu insanına ihtiyaç var..
Okumamış lakin Vatanın ne anlam ifade ettiğini bilen, ve nasıl savunulacağını idrak eden eski anadolu insanlarına ihtiyaç var.
Bu ülke ne çekiyorsa''aydın''denen ''Akilli'' denen kişilerden çekiyor..
Aydın'lı Esat hocalar bulmak çok zor..
Bugün yapılan ihanetin komik bir tarafı bu sözde akillerin sokaklarda değilde koruma altında salonlarda yapılması, ihanet odakları yaptıkları ihanetin kendileride farkında ki devletim asayişi altında salonlarda onbeş, yirmi kişiye verilen elma şekerleri ile geçiyor..
1919’da Heyeti Nasihat'n bunlardan tek farkı bu..

Hocam hem konu itibariyle, hemde konuya uyğun yazılmış dizeleriniz için kaleminizin önünde eğiliyorum
Saygılarımla
Baki selâmlar

Işık  Mehmetali
Işık Mehmetali, @isikmehmetali
22.5.2013 19:36:53
5 puan verdi
Yâ Hû!
Sabır dedik bekledik bardağı taşırtmayın
Yolumuz yoldur bizim yön verip şaşırtmayın
Kardeş idik yıllarca yadlığa düşürtmeyin
“Tüm anâsır, tek millet”; yaşar kapı kapıya.

muhacir bozkurt
Mustafa KÜTÜKCÜ
22.05.2013 – DENİZLİ.



Mükemmeldi hocam usta kalemi duyarlı yüreği saygıyla selamlıyorum
Mesaj dolu anlatımdı anlayana.............
Saygılar
mehmetmacit
mehmetmacit, @mehmetmacit
22.5.2013 19:24:06
5 puan verdi
aydınlatıcı bilgi dolu yazınıza ve bu manada kaleme alınmış derinden okunası ,üzerinde çalışılması gereken bir manzum eseri yazan kaleminize teşekkür ederim.
Tarih tekerrürden ibarettir sözü, ülkemizde yaşanan yüz yıl öncesi ve son gelişmelere ne kadar uymakta.
Atatürk'ün meşhur sözlerinden biri vardı:
''geldikleri gibi giderler'' İngilizlerin İstanbul'a geldikleri günlerde söylenmiş.
Şimdide akiller için Şu sözü söylemek gerek:
''Gezdikleri,gördükleri ile kalırlar.'' Bir İhanet vakası olarak tarihte yerlerini alırlar.
O günlerde Millet fakir ve okuma yazmadan noksandı.Buna rağmen Milli duygularından kopmamışlardı.
Şimdilerde Ülkemde büyük oranda okumuş aydın bilinçli bir direnme var.Nasıl olacak bakalım işin sonu?
Fikret DUMAN
Fikret DUMAN, @fikret-duman
22.5.2013 19:16:24
5 puan verdi
Mustafa Bey, yiğit yüreğinize sağlık. Mükemmeldi. Selam ve dua ile.
Kahraman VARDI
Kahraman VARDI, @kahramanvardi
22.5.2013 15:03:47
Yâ Hû!
“Heyet-i Nâsihâ”ydı bir zaman bunun adı
Anâsır-ı Osman’dan atmak maksat fesadı
Lâkin Aydın ilinde resmolmuştu miâdı
Türk milleti Samsun’da koymuş idi kapıya.

Yâ Hû!
Sabır dedik bekledik bardağı taşırtmayın
Yolumuz yoldur bizim yön verip şaşırtmayın
Kardeş idik yıllarca yadlığa düşürtmeyin
“Tüm anâsır, tek millet”; yaşar kapı kapıya.

Güzel şiir harika mesaj iletiyor keyifle okudum kutluyorum selamlar..............
AZAP
AZAP, @azap
22.5.2013 14:20:15
5 puan verdi
DOST DÖNMELER HER YERDE BAŞTA GİDİYOR O KADAR DÖNME VAR Kİ İÇİMİZDE NE YAPACAĞINI ŞAŞIRDI MİLLET GÖNLÜNE SEVGİLER OLSUN...MUHTEŞEM BİR ŞİİR DÜŞMÜŞ GÜNE KUTLARIM...
hülvani
hülvani, @hulvani
22.5.2013 12:04:40
5 puan verdi
Eyvallah Mustafam hocam, umarım "sakilller" sizi anlar. Usta yazınca mesajlarlar dolu efsunlu ifadeler kullanır, nehar olur ruhunuzu, ufkumuzu, aydınlatır bizleri.Kalemine kelâmına sağlık kutladım.

Selam ve DUA ile kal.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL