Yüreğimde pranga ve aşk çözülen çile
Gözyaşım yağız bir at, zirvede hüzün dağı
Silip atsam nefsimi, unutsam beni bile
Belense dualarla hasretimin kundağı

Rahmet damlalarında taht arayan bu sevi
Vuslattır asaleti, yalnızlığı bedevi
Sakıncalı düşlerle puslanır vicdan evi
Saklarken bunca derdi, şehrin taştan kucağı

Sanki bir sızı kaplar içimin yangınını
Kamışın harcı değil bu sesleniş, bu tını
Muhabbet kılıcının dostla ıslanır kını
Yükselsin alev alev aynılığın ocağı

Münzevi bestelerin sır dokulu hitâbı
Gün olur suretinden kalkar göğün nikâbı
Sessizce dalgalanır sonsuz çölün türâbı
Düğüm atar kalplere kopmayan gönül bağı

Atarız bir yürekte, güller kıskanır bizi
Samimi özveriler bırakmaz elimizi
Gül aşığı bülbüller süslesin dilimizi
Bu çağ vefa yüklüdür, bu çağ dostluğun çağı

Yolcusunu bekliyor Hakka yürüyen tren
Menzile ulaştıkça çalınır nurlu siren
Hakiki cennetlere yönümüzü çeviren
Nazlı nazlı salınan kurtuluşun sancağı

Dünyevi meseleler okunmayan esâme
Hakikat türküleri çalınır nâme nâme
Sürüden ayrılanlar pişmanlıkta idâme
Nice âşıklar taşır kelâmın salıncağı

Bahar dalında çiçek, çiçekte bal özüyüz
Bizi candan sevenin, şevkle bakan gözüyüz
Şiirin kafiyesi, söylenecek sözüyüz
Ilgıt ılgıt meltemiz, damla damla kırağı

Beraber çile çeken yiğitlerim nerede
Can cana olduk hani, hem de kısa sürede
Önümüze sürülen her zorlu bâdirede
Konuldu bir kefeye usta ile çırağı

Kimi zaman bir dilde konuştuk nesil için
Irkmış, tenmiş, uyrukmuş, bir zahmet bunu geçin
Hep iyiyi kötüden, özü nüveden seçin
Kışlar yaza çevrildi, suya kandı kurağı

Azığın sevgi olsun, elbisen tevâzudan
Hem dem olmaya uyu, hem dem olmaya uyan
Bekle neler getirir her sabah ağaran tan
Bizi de alır elbet,ebediyet durağı

Gözyaşım yağız bir at, zirvede hüzün dağı
Belense dualarla hasretimin kundağı
Saklarken bunca derdi şehrin taştan kucağı
Yükselsin alev alev aynılığın ocağı

Düğüm atar kalplere kopmayan gönül bağı
Bu çağ vefa yüklüdür, bu çağ dostluğun çağı
Nazlı nazlı salınan kurtuluşun sancağı
Nice âşıklar taşır kelâmın salıncağı

Ilgıt ılgıt meltemiz, damla damla kırağı
Konuldu bir kefeye usta ile çırağı
Kışlar yaza çevrildi, suya kandı kurağı
Bizi de alır elbet, ebediyet durağı