(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Geçip giden ömür, kalansa pek boş Ruhunda ezgiler kalır soğuk loş
Baharların geçer yazın biter kış Oyun bitti kapandı perde alkış
MERHABALAR GÖNÜL DOSTU İNSAN; HANİ DİYOR YA ŞAİR " geç fark ettim taşın sert olduğunu...ateş yakar , su boğarmış..." İŞTE BU HAYAT DEDİĞİN OYUN...HARİKAYDI GERÇEKTEN..HER ZAMANKİ GİBİ GÜZELDİ YİNE...ÇOK ÇOK ANLAM YÜKLÜ DUYGU PAYLAŞIMIYDI.. YÜREĞİNİZ DERT GÖRMESİN DİYOR KUTLUYORUM KALEM VE EMEĞİNİZİ.. SELAM VE SAYGIMLA.
Doğum ile başlayan yaşam yolculuğu ölüm ile son buluyor. Bu yolculuğun iniş çıkışları, dönemeçleri konaklama yerleri, kazaları, yol arkadaşları ve kişiden kişiye değişen daha nice farklı kıvrımları olsa da, çocukluk, gençlik, olgunluk ve yaşlılık dönemleri az çok birbirine benziyor. İnsanın çoğu yerde kendinin belirlemediği, aksine büyük ölçüde doğal, çevresel, tarihsel ve toplumsal koşullar altında şekillenen yaşamın bir bakıma rollerin önceden biçildiği oyuna, tiyatroya benzetilmesi ise boşuna değil elbet.
Bu yolculukta insan kendini ve zamanın geçişini nasıl hissederse hissetsin, ölüme doğru dörtnala bir gidişin olduğundan hiç kuşku yok. Doğumla başlayan yolculuk er geç ölümle noktalanacak. Ölüm ya beklenmedik zamanda çat kapı gelecek, ya insan elinden çıkan bir fermanla gerçekleşecek veya bir hastalığın doğal sonucu olacak, ya da çoğu zaman olduğu gibi ağırdan ağırdan, hissettire hissettire ulaşılan durak olacak...
Ölümün bilinen olağan gelişi yaşlanmayla kendini gösterir. Aslında ölüm insan yaşamı boyunca her an vardır. Her saniye milyonlarca yeni hücre doğarken, insan bedeninde milyonlarca hücre de ölmektedir.
Yani aslında her gün biraz ölüyoruz. Çocukluk ve gençlik döneminde görece az öldüğümüz için yaşama bakış da daha pervasız olabiliyor. Sanki ölüm yokmuş gibi düşünülebiliyor. Zaman, sağlık, dostluk har vurup harman savrulabiliyor. Zaman da, sağlık da, dostluk da sanki elimizin altında hep hazırlarmış gibi algılanabiliyor, bunların değerini bilmekten uzak kalınabiliyor. Geçenin, gidenin yerinin artık daha dolmadığı unutulabiliyor. Bu gerçeğin farkına varıldığında ise artık geç oluyor çoğu zaman.
Mavi Şaire Sündüz, boğucu ve sıkıcı bir anlatımla betimlemeye çalıştığım evrensel bir olayı, kendi özgün ve sade üslubuyla etkin mısralarıyla ne de hoş anlatmış. Kafiyeli iki mısradan oluşan beyitleri (Beyt-i musarra) hafif ama enfes anlatımıyla bende biraz Yunus Emre’yi çağrıştırdı… Kuş bakışı bakılarak yaşama dair etkin bir not düşülen bu nadide şiirinden ötürü tebrikler Sündüz… Selam ve sevgilerle…
Harabe tarafından 4/28/2013 8:14:03 PM zamanında düzenlenmiştir.
Guzel bir hece CALIŞMASI olmuş. Aruzda sessiz harfle biten heceleri sesli harfe uladigimizda yazılanların kullandığınız kalıba uymadığını görmekteyiz. Aslında emek dolu bir çalısmanız var ama kesinlikle yazılanlar aruzun kuralları ile örtüşmüyor. Gulce akımının kurallarına uyuyor. Yanılıyormuyum diye bir kaç kez okudum ama maalesef ulama kuralının ihlal edildiğini gördüm. Eğer bu kuralin nerede ihlal edildigini görmek isterseniz daha ayrıntılı yorum yazabilirim. Menfi yorumumdan alınmayın ve ısrarla aruz deyin ölçü olarak. Belli ki bu cok basit hatanın üstesinden gelebilecek birikime sahipsiniz efendim. Sürçi lisan ettiysem afflar. Saygımla.
Sn Celil bey yorum yazmadığımı söylemişsiniz.. Aruz diyerek yazdığım bir şiire Hece derseniz ki geçen seferde öyle yapmıştınız ben sadece saygı duyarım... Buradada sağolsun turgut hocam gerekli açıklamayı yapmış sanıyorum.. okuyan yorumlayan yüreğinize sağlık.. Ama ben aruz yazıyorum aruz kalıplarını kullanarak... zaman içinde elbet daha güzele diyerek.. yazdıklarımı ben seviyorum... emeğimi seviyorum elbet daha güzele daha iyiye diyerek... Herşey için teşekkür ederim tüm düşünceleriniz için.. Her düşünce benim için değerlidir ve anlamlıdır emin olun o düşüncenin içinde kendime düşen bir bilgi birikim varsa mutlak faydalanırım tekrar teşekkürler....
Celil Bey, emekli Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeniyim. Ulamayı biliyorum. Söylediğimi biraz daha açayım. Aruzda hata dediğimiz farklı hece yapılarını düzeltmek için imale, zihaf, med ve ulama kullanılır. Ulamaya sanat diyenler vardır ancak ulama bir hatayı ortadan kaldırma şekillerinden biridir. Ortada hata yoksa ki, Sündüz Hanımın bir kaç yerde ulama yapılması mümkün şekilde sıralanmış kelimeleri var ancak hata olmadığı için orada ulama yapılmaz. Ulama sadece hata var ise o hatayı gidermek için yapılır. Hata yoksa tekrar ediyorum ulama yapmaya gerek yoktur ki ulama sadece sesli okunurken yapılır. Eğer hata yoksa o kelimeleri birleştirerek okumazsınız.Öyle bir mecburiyet olamaz.Çünkü hata yoktur. Teşekkür ediyorum bilgilendirmenize.
Sn. Turgut Uzdu, Zamaninizi ayırarak görüşlerinizi paylaştığınız için tesekkur ediyorum. Ulamanin uygulanmasiyla ilgili farklı görüşlere ulaşmak mümkündür. Hele hele bilgi kirliliğinin olduğu sanal ortamda. Aruzla yeni yazmaya başlayanlar için ulama ve uygulanısi hakkında temel bilgileri bu vesileyle bir kez daha paylaşmak istiyorum.
konuşma dilimizde sonu sessiz harfle biten sözcüklerin son harfini, sonraki sözcüğün ilk harfi sesli ise ona ulayarak (vasl ederek) söyleriz. Örneğin "gördüm onu" sözcüklerini okurken, "gör-dü-mo-nu" diye okuruz. Aruz veznini yeni öğrenenler dizeleri hecelerken bu inceliğe dikkat etmeleri gerekir. Ulamayı vezni uydurmak için kullanabiliriz, ama bilinçli kullanılmazsa Şiir'in veznini bozar. Ben Arapca ve Farsca dillerinde usta kalemler tarafından yazılan hiçbir siir'de Ulamanin gozardi edildiği duruma rastlamadım. Aruzdan maksat siir'i musikiye yaklastirmaktir. Sesi kalıba sokmaktir. Bunu ihlal ederseniz siir'i musikiye yanastirmaktan soz etmek biraz zorlanır. Sunduz HANIMIN aruz vezninde yazdığı şiirlerde ulama asırı derecede göz ardı edilmektedir. Daha once de gel isimli siir'ine yorum yazmıştım. Maksadım kesinlikle Sunduz hanimi rencide etmek değildir. Aksine onun Engin hoşgörüsünde Türk yazınına katkıda bulunmak Ve musikiye YAKIN siir'lerin ortaya çıkmasına calismaktir. Sunduz HANIMin bu konuyu da şiirlerinde halledecegine inanıyorum haddim olmayarak. Ulamanin ihmal edilmesinin güçlüğünü en cok bestekarlar yasarlar kanımca. Yazanlar YAZDIM oldu bitti diyebilirler. Ben onun için Ulamanin ihmal edildiği siirleri gülce akımına dahil ediyorum. CUNKU onlarda bu tür incelik yoktur. Arzula yazma cesaretinden DOLAYI Sunduz hanimi yurekten alkışlıyor ve destekliyorum. Teknik eleştirimden rahatsızlık duyuyorsa tek bir kelime bile yazmam. Zira daha once YAPTIGIM teknik eleştiriye de müsbet ya da menfi bir tepki vermedi. Vermek zorunda da degil elbette. Sürçi lisan ettiysem affola. Saygımla,
Celil Bey, Ulama, aruzda bir sanattır bildiğiniz gibi. Kalıba uydurmak için sadece söylenişte uygulanır yazarken uygulanmaz. Bunu da biliyorsunuz. Şayet aruzda hata varsa, kısa olması gereken bir hece uzun yazılmışsa, sonraki kelimenin ilk sesi sesli olan kelimelerden seçilip hata düzeltilmeye çalışılır. Şayet kalıp uygunsa, kelimenin son sesi ve sonraki kelimenin ilk sesi ulama kuralına uygun da olsa ulama yapılmak mecburiyeti yoktur. Sadece hatalı hecelerde hatayı düzeltmek için yapılır. Bu sebeple Sündüz Hanımın şiirinde ulama kuralına uygun ama hatasız kalıp olan yerlerde ulama yapılmasına gerek yoktur. Çünkü dediğim gibi ulama, hatayı ortadan kaldırmak için yapılır. Saygılar.
Sn Celil bey yorum yazmadığımı söylemişsiniz.. Aruz diyerek yazdığım bir şiire Hece derseniz ki geçen seferde öyle yapmıştınız ben sadece saygı duyarım... Buradada sağolsun turgut hocam gerekli açıklamayı yapmış sanıyorum.. okuyan yorumlayan yüreğinize sağlık.. Ama ben aruz yazıyorum aruz kalıplarını kullanarak... zaman içinde elbet daha güzele diyerek.. yazdıklarımı ben seviyorum... emeğimi seviyorum elbet daha güzele daha iyiye diyerek... Herşey için teşekkür ederim tüm düşünceleriniz için.. Her düşünce benim için değerlidir ve anlamlıdır emin olun o düşüncenin içinde kendime düşen bir bilgi birikim varsa mutlak faydalanırım tekrar teşekkürler....
Celil Bey, emekli Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeniyim. Ulamayı biliyorum. Söylediğimi biraz daha açayım. Aruzda hata dediğimiz farklı hece yapılarını düzeltmek için imale, zihaf, med ve ulama kullanılır. Ulamaya sanat diyenler vardır ancak ulama bir hatayı ortadan kaldırma şekillerinden biridir. Ortada hata yoksa ki, Sündüz Hanımın bir kaç yerde ulama yapılması mümkün şekilde sıralanmış kelimeleri var ancak hata olmadığı için orada ulama yapılmaz. Ulama sadece hata var ise o hatayı gidermek için yapılır. Hata yoksa tekrar ediyorum ulama yapmaya gerek yoktur ki ulama sadece sesli okunurken yapılır. Eğer hata yoksa o kelimeleri birleştirerek okumazsınız.Öyle bir mecburiyet olamaz.Çünkü hata yoktur. Teşekkür ediyorum bilgilendirmenize.
Sn. Turgut Uzdu, Zamaninizi ayırarak görüşlerinizi paylaştığınız için tesekkur ediyorum. Ulamanin uygulanmasiyla ilgili farklı görüşlere ulaşmak mümkündür. Hele hele bilgi kirliliğinin olduğu sanal ortamda. Aruzla yeni yazmaya başlayanlar için ulama ve uygulanısi hakkında temel bilgileri bu vesileyle bir kez daha paylaşmak istiyorum.
konuşma dilimizde sonu sessiz harfle biten sözcüklerin son harfini, sonraki sözcüğün ilk harfi sesli ise ona ulayarak (vasl ederek) söyleriz. Örneğin "gördüm onu" sözcüklerini okurken, "gör-dü-mo-nu" diye okuruz. Aruz veznini yeni öğrenenler dizeleri hecelerken bu inceliğe dikkat etmeleri gerekir. Ulamayı vezni uydurmak için kullanabiliriz, ama bilinçli kullanılmazsa Şiir'in veznini bozar. Ben Arapca ve Farsca dillerinde usta kalemler tarafından yazılan hiçbir siir'de Ulamanin gozardi edildiği duruma rastlamadım. Aruzdan maksat siir'i musikiye yaklastirmaktir. Sesi kalıba sokmaktir. Bunu ihlal ederseniz siir'i musikiye yanastirmaktan soz etmek biraz zorlanır. Sunduz HANIMIN aruz vezninde yazdığı şiirlerde ulama asırı derecede göz ardı edilmektedir. Daha once de gel isimli siir'ine yorum yazmıştım. Maksadım kesinlikle Sunduz hanimi rencide etmek değildir. Aksine onun Engin hoşgörüsünde Türk yazınına katkıda bulunmak Ve musikiye YAKIN siir'lerin ortaya çıkmasına calismaktir. Sunduz HANIMin bu konuyu da şiirlerinde halledecegine inanıyorum haddim olmayarak. Ulamanin ihmal edilmesinin güçlüğünü en cok bestekarlar yasarlar kanımca. Yazanlar YAZDIM oldu bitti diyebilirler. Ben onun için Ulamanin ihmal edildiği siirleri gülce akımına dahil ediyorum. CUNKU onlarda bu tür incelik yoktur. Arzula yazma cesaretinden DOLAYI Sunduz hanimi yurekten alkışlıyor ve destekliyorum. Teknik eleştirimden rahatsızlık duyuyorsa tek bir kelime bile yazmam. Zira daha once YAPTIGIM teknik eleştiriye de müsbet ya da menfi bir tepki vermedi. Vermek zorunda da degil elbette. Sürçi lisan ettiysem affola. Saygımla,
Celil Bey, Ulama, aruzda bir sanattır bildiğiniz gibi. Kalıba uydurmak için sadece söylenişte uygulanır yazarken uygulanmaz. Bunu da biliyorsunuz. Şayet aruzda hata varsa, kısa olması gereken bir hece uzun yazılmışsa, sonraki kelimenin ilk sesi sesli olan kelimelerden seçilip hata düzeltilmeye çalışılır. Şayet kalıp uygunsa, kelimenin son sesi ve sonraki kelimenin ilk sesi ulama kuralına uygun da olsa ulama yapılmak mecburiyeti yoktur. Sadece hatalı hecelerde hatayı düzeltmek için yapılır. Bu sebeple Sündüz Hanımın şiirinde ulama kuralına uygun ama hatasız kalıp olan yerlerde ulama yapılmasına gerek yoktur. Çünkü dediğim gibi ulama, hatayı ortadan kaldırmak için yapılır. Saygılar.
hayatın basamakları ve bu basamaklarda hissedilen duygular.Ölene kadar sevgi yumağı olmanın hazzı dolsun yüreklere. tebrik ederim oldukça başarılı ve anlamlı bir manzum eser.
Sündüz hanım kutladım aruz tarzı sana yakışmış çok güzel olmuş yüreğine kalemine sağlık. Dün astığım şiirim de aruzdu, güzel denemeler muhabbetle kalınız DUA ile.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.