0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1186
Okunma
Saman alevlerini, kutup yıldızı sanır
Düzenbazın elinde, oyuncak olmuş kalem
Mekânlar hücre gibi, komşusunu kim tanır?
Hatlar kısa devreli, ulaşmaz oldu selâm
Ölsen koca şehirde, boğulsan bir nehirde
Belini bükmüş dertler, çare arar zehirde (!)
Yalnızlık adaları, biçare ve kahırda
Kalp iki söze hasret, yas mı tutuyor kelâm?
Her yönden eser rüzgar, şekil verir fidana
Sınırından kovduğun, kalkıp girmiş odana
Sözde reçete yazan, yabancıdır sedana
Ağlanacak halime, kalkıp da nasıl gülem
Önce çamur atılır, bir sipere yatılır
Denizden suyu çekip, sonra balık tutulur
Domuz da pazar bulur, salyangoz da satılır
Gücüm yeterli olsa, bu fermanı ben delem
Maddi kalkınma melez, maneviyatın çakma
Ucube bakış ile, sakın karşıma çıkma
Konjonktür iki yüzlü, üçüncüyü sen takma
Kurgum hep haktan yana, olmaz ki benim molam
Dünya arenasının, zaptiyesi boğalar
Kazdıkları kuyuya, dilerim ki sığalar
Ne zalim abat olur, ne kurtulur ağalar
Malkoç Ali yaz haykır, ister bir kişi kalam
Ali Rıza Malkoç
19/09/2006 Bursa
5.0
100% (1)