5
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1214
Okunma

ruhumun sokak aralarında kaybolmaya yüz tuttuğunda huzur
huzursuz gecelerin koynuna salıyorum bedenimi
binlerce lanetlenmiş ayrılık
kavimler halinde göç ediyor yüreğime
tutsaklığın bile elini kolunu bağlıyor
kimsesiz yalnızlığımın esareti
koyun koyuna sabahlarken ıssız saatlerin yelkovanında
bütün cephaneleriyle saldırıyor üzerime akrep
meyva ağaçları döküyor çiçeklerini
bahar utanıyor
ayak bileklerime tekme atıyor çakıl taşları
yüzüm yüzünden düşüyor sonra
bütün yıldızların başı dönüyor
ay küsüyor..
lanetlenmiş bir mülteci oluyor tenim teninde
sahibinden gizli konakladığım
bir yol üstü dinlencesi bedenin
hayalle gerçek arasında sıkışmış
yeşil bakan bir suret çarpıyor gözlerime
boyası dökülmüş duvarlarında yüreğinin
nefes aldıkça boğulmayı öğreniyorum sonra
derin sularda derin ölümleri tadıyorum ellerinden
bir dudak payı bırakıyorum üstü başı tozlu sevdamıza
sensiz ağlattığım her dakikayı gülümsemene
senle yaşadığım her saniyeyi
ömrüne bağışlıyorum..
5.0
100% (6)