21
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2361
Okunma
küçücüktüm
zayıf ve çelimsiz bir kız çocuğu...
seninle tanıştığımızda,
sen ise genç ve heybetli,iri,
bahçemizin en ortasında
gölgene sığınmak bir oyundu---
bazen tırmanırdım en yüksek dallarına,
bir minder,bir kitap kolumun altında
dünyayı keşfederdim kollarında..
o zaman ne kolaydı hayata tutunmak
ve senin geniş gövdene tırmanmak,
benim yüreğim minik,hayallerim basitti
içime hüzünler henüz girmemişti,
nerden bilirdim senden ayrıldığım gün--
uzun olacağını sana hasretimi,
aklıma geldiğinde sen gibi titreyeceğimi...
........
rüzgarmı ,hayatmi savurdu beni
acılar hüsranlar bazen de mutluluklar
zamana yenik büyüttü beni.
içimde sen resimli bir çocukluk kaldı
birde yemişlerinin unutulmaz tadı
babaannemin sesi---ezan sesinde
anılar dökülürdü gözyaşı hanesine.
ömrümden bir çeyrek geçtikten sonra--
yolum düştü anılarımın en ortasına
ve sen hala oradaydın...
dimdik,dolu gölgenedir sığınmalar
okşadım seni,uzun uzun sevdim...
bir dostun yüreğine dokundu parmaklarım
hala eğilmemiş,güçlü dalların,
hala onurlusun , kimseye anlatmadın
çocukluğumda sende kalan sırlarım...
dut ağacım...
yine en uzaklara savruldum kaderde,
gözümde akmaya hazır göz/yaşım
sende kalan anılarım ve...
bir avuç dut kuruşu avucumun içinde.