8
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
2476
Okunma

Yüreğimi an be an zehirleyen acıların tohumlarını suluyorum gözyaşlarımla
başı hiç okşanmamış bir sığıntıydım kimsesizler yurdundan bile kovulmuş
kara geceleri yorgan yapmış, dikenli döşeklerde acılarına sarılmış
hayat dersine alınmamış umut kapıları yüzüne çarpılmış
nefrete gebeyken gelecek
çığlık çığlığa doğuruyordu
sancısıyla çekilecek ömrün
doğmak istemeyen yolcusunu
kinle kahırla beleyip
sitem beşiğinde sallayarak
sevgisizliği, acıyı,ızdırabı
emziriyordu sahte memeden
okşamayı çok gören elleri
sırtına sapladığı ihanetin hançeriyle
azar azar yok olacağı
müebbet mutsuzluğa mahkum
adına hayat denilen bir zindana
arkasından kanlı ellerini sallayarak
uğurluyordu
şeytanca sırıtarak zaman...
sen vurdukça ben hissizleşip katılaştım ey hayat öğrendim artık kuralını
delice bir gülümsemeyle dudak bükerek dalga geçiyorum oyunlarına...
Dağçiçeği...
5.0
100% (12)