19
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1739
Okunma

Yazılmışsa alnına kara yazı
Silsen de silinmez kalıyor izi
Çekeceğin varsa bu hayatta
Uçurumun kenarı ,
Güllük gülistan görünür insana.
Körü körüne lades dersin hayata
Harabe bir handa kalmışcasına
Sessiz çığlıklar atar kalbim,
Göğüs kafesinden çıkarcasına.
Lakin açılınca gözlerin
Bulursun kendini,
Kapkaranlık dipsiz bir kuyuda
O an hissettiğin sadece,
Kan kusan yüreğin
Gözünden yanağına düşen bir kaç damla.
Canından can verdiğin,sevginle büyüttüğün
Çiçeklerin solmasın diye
Tutunursun tekrar hayata.
Kalbinin kırılan parçaları ,batsada canına
Alışıyorsun o acıyla yaşamaya.
Şükür şurubunu içersin günde beş defa
Her seferinde doksan dokuz kaşık
İyi gelir manevi şifa sana
Kanayan kalbin kabuk tutarcasına
Her nefes alışın da ince ince sızlasada.
Her sabah doğan güneş
Tüm dünyayı ısıtsada
Buz tutmuş yüreğini yetmiyor ısıtmaya.
Saçlarına vakitsiz yağan karı görürsün zamanla.
Yıllar almıştır senden
Dizlerindeki dermanı, gözlerindeki nuru
Keşkeler pişmanlıklar kol gezer beyninde
Artık çok geçtir geçen geri gelmez beriye
Çalmışlardır gençliğini , umutlarını
Bozuk para gibi harcarlar iken hayatını
Umursamadan canının ne kadar yandığını.
Kapanır gözlerin sonsuza kadar
Yıkarlar soğuk bedenin
Bağlarlar çeneni , sararlar kefenin
Bulursun kendini musalla taşında
Ömrünü yiyip bitirenler
Alırlar yerlerini ön saf/ta .
Dişlerinin arasında duruyor halâ benim etlerim
Akıyor gözlerinden timsah gözyaşları
İçlerinden atıyorlar kahbe kahkahalar
Sanki hayat onların tapulu malıymış gibi.
Saniye İŞBİLEN GÜL...........Almestin
5.0
100% (18)