İhanetçisi içinde olan bağrın
Duyulmaz olur ki dön ola çağrın
Yâri peş, gözü yaş durur
İli kanar, yurdu kanar, teni kanar
Bununla yatar bununla kalkar
Bir sahte baş, bir sahte yaş, bir sahte kaş
Her şeyi bununla anar… anar… anar...
İçiyle yanar, bunu hali icap sanar
Baktığı her şeyle onu oluşur
Birgün bakmışsın ömür gibi akmışsın;
Bezgileri sezgi, sezgileri ezgi olmuş
Yelleri tezer, kendisini sezer
Naiften naiften, hafiften hafiften
Kınası başında, derdi tasası aşında
Sağa dönse yırar, sola dönse uzar uzar...
Dağları dumanlı, gözleri gümanlıdır
Çok sürse de, bir gün bakarsın
Bu hali döner, tırsak gözlerin feri söner
Canından bezer, süzülür, ruh gibi gezer
İklimi kararır, gözleri sararır, içi dararır
Töresi batar, ezik duyguları alta yatar
İklim sonrasının adeti işte, karmaşa durulur
Yar gelir aklına, bir alameti sevdaya vurulur
Korkuları aslan, aslanları yele kesilir
At olur süvari düşünür; süvari olur at binilir
Böyle halden, böyle duruma doğru esilir
Mühür Süleyman olmuştur da Süleyman mühürle gezer


Kanar: Kanmaktan, aldanmak, inanmak. Kanamaktan kan gelmesi.
Tezmek: tezikmek, acele ve telaşla uzaklaşmak. Bir daha uğramamak üzere o yerden çabucak uzaklaşmak.