Eskiden komşunun bahçeye girip;
Elma, armut, erik çalmak güzeldi…
Muhabbet sözüyle dostun dilinden;
Gelecek selamı almak güzeldi…

Gülüşerek mor kırlara çıkarak;
Dağda çördük yiye yiye bıkarak;
Uzanıp da gökyüzüne bakarak;
Tatlı hayallere dalmak güzeldi…

Kurtulmazdık dizlerdeki yaradan;
Kaynatırdık çıkıp çıkıp aradan;
Uzuneşek oynuyorken sıradan;
Başa geçip ebe olmak güzeldi…

Saç traşı alaburus her zaman;
Ayakkabı soğukkuyu vay aman;
Harmandan samanlar geldiği zaman;
Yabalarken uyuz olmak güzeldi…

Harman olur, ekin, arpa satardık;
Şehre gittik diye hava atardık;
Yoğurdun içine pekmez katardık;
Şebidi ikiye bölmek güzeldi…

Kar yağınca dama çıkıp kürerdik;
Yuvakları gide – gele yorardık;
Tandır ekmeğine yağı sürerdik;
Yağlı ayran içip gülmek güzeldi…

Kazanlar kurulur salça kaynardı;
Etrafında bebe – belik oynardı;
Kokusundan konu – komşu doyardı;
Kaşık kaşık gelip almak güzeldi…

Yâri seçer idik çeşme başında;
Güneş doğar-batar hilal kaşında;
Askerden gelince civan yaşında;
Elimize kına çalmak güzeldi…

Derdimizle dertlenirdik kul olup;
Düşenleri kaldırırdık kol olup;
Gönül bahçesinde taze gül olup;
Yiğit olmak adam olmak güzeldi…

Ali ALTINLI – 25/03/2013
Saat:13:53