1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1025
Okunma
gözlerimi kapattım sessizliğe
ve bir hayal uğradı yüreğime
gerçek mi rüya mı bilemedim
ama ben onu çok sevdim
uyanmak istemedim o rüyadan
ne adını biliyorum nede kim olduğunu
kömür karası gözlerinden
taşıyordum bir an geçme umudunu
ne kadar zormuş meğer
sevdiğini saklayıp susmak
elbet herşeye değer
gülü koklarken dikenin acısınna katlanmak
bir rüya elbet bulamam seni
gözlerimi açarsam bitecek sanki
ama aklımda hala o sözün
unutmadım, unutmam da sözüm
gül güzel kokar elbet
lakin acısını çekene
o parmağa batan dikene
katlanmasını bilene
sen gülsün yar, sevdan diken
sevdan kanatsa da beni
gitmedi o gözlerin gözlerimden
gerçek gibi aklımda hala o sevgi
pervane şem’e bırakır kendini
gül dikene teslim eder güzelliğini
pervane aşka atar bedenini
bülbül gül için dikene verir yüreğini
aşk bile aşka kurban verirken kendini
ey gönlüm sen nerdesin şimdi
çok beklemedin mi gelmedi mi vakit
kendini kurban etmenin zamanı değil mi
çok mu geç vakit yoksa
ama pervanelerde karanlıkta uçmaz mı ateşe
bırakmaz mı aşkın aydınlığına kendini
yanmaz mı o yürek o şemde
karanlıklar saklamaz mı sevgiyi
susmaz mı bülbül gece vakti
ve sadece yürekler konuşmaz mı
ki pervaneler ateşe koşmaz mı
bir mum, bir pervane, bir ateş
ve aşk...
bir gül, bir diken, bir damla kan
ve bir ’’ah’’ çıktı dudaklardan
pervane şem’e, diken güle
sevda karanlığa, susmak yüreğe
iki damla yaş gözlerde
biri pervane’ye biri gül’e
ve şimdi aşk ağlıyor işte
sevdasına susan yüreğe
ve yok oluyor bitiyor sevda
akmayan iki damla var gözlerde...
5.0
100% (1)