toprağımda
bekler tohum karanlığını

hele bir filizlensin güneş görsün söz
dorukta kar erisin denizlere yürüsün
gencecik yürekleri sevdalansın kızların
anne olsun


dağbaşında ateşler kül eylesin
teskereye gün saysın baba olsun erenler

analar ağıt yakmasın
yanmasın içimiz
olmaz mı...


olmaz mı hiç...

erik çiçeği gibi açsa
ve ölüm orucundan beter aç’sa
cemre gibi çorbamıza düşse barış


"karanın mavileşe mavileşe mavileşmesi"
___________________yaranın iyileşmesi
ve anlatmak isterken birden bire
________________her şeyin silikleşmesi
gibi zor
gibi çetin filizlenmesi


toprağımda çürüyecek bu tohum
dönendikçe geriye kanıyor ruhum
nasıl geçmiş otuz yıl


biliyorum
yoksula aş
_____yiğide eş
________ağaya beleş değildir barış
ama yinede
yoksula ekmek
_____yiğide sevmek
________ağaya bok yemek düşebilir
düşmesin diye çocuklar kara toprağa


ve bu pislik
barışı da kirletiyorsa
savaş çığlığındaki zifir karanlık
ve yeşermeden umudun aklı karışık
kaldıysa ölüsü kucağımızda
gencecik sevdaları kızlarımızın
yansın inadına mavi çocukların gözbebeğinde ki ışık


çünkü
bekler tohum sabırla
hele bir filizlensin
_________hele bir yeşillensin
toprağım da güver-
_______________cin değil ki lambadan çıkıversin...