AŞK yanacağını bilmesine rağmen Zühre gibi küle dokunmaktır,
Tahir olup hükümdarlığa asi çıkmaktır,
Aşktır yüreğimizi kavuran hayali ateş.
AŞK kâinatın her yerinde sevdiğinin yüzünü aramaktır,
O halde AŞK’ı arasın herkes bir yerlerde O’nu bulmak ümidiyle.

Hani bir dokunsak yakalayacaktık aşkın ellerini,
Bir adım ileri atılsak, bin adım gerileyecektik acıdan.
Hani bir dokunsak yakalayacaktık aşkın ellerini,
Kumsala uzandık, yanan ten değil, kalpti.
Gök mavi değildi, renkler göçmendi, yeryüzü bir hayli derindi.
Onun ellerine ellerimiz değecek diye…


Kalem yazar, şarkılar mırıldanır, harfler ağlar.
AŞK için iksirler yapılır, oklar bulunur,
SENİ SEVİYORUM diye başlayan cümleler suskunlaşır.
Koynunda muskalar, kem gözler kıskanır,
Mihrak olur tenler, şafak vaktine tüm âlem içlenir.
Süzülür semada kanatsız kuşlar, başsız aynalar,
Hasret çekenler vardır şimdilerde,
Hasret çınarlarını kesmek isteyenler vardır,
Aceleci zamana kızanlar vardır belki,
Korkmayın AŞK her zaman kazanır.
SİZLER sevin yeter ki…

KEFaret