1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1203
Okunma
yürüyorum…
hiç arkama bakmadan
elim cebimde - başım dik
ağzımda sigaram ıslak
saçlarımı tarıyor yağmur
gözyaşı gibi süzülüyor yanaklarımdan
yürüdüğüm kaldırımlar kirli
çukurlar oluşmuş yanaklarında - yaşlanmış
kim bilir ne âşıklarla yürümüş
ne ayaklarla öpüşmüş
yürüyorum bata çıka
sağımda şehir - renkli taşlardan dağ gibi
içinde kaybolur gibiyim
çoktan kaybolmuşum aslında
kayıp olmuşluğun içinde kaybolmaktan korkuyorum
herhangi biriyim - herhangi yerde
neyseki umutlarım taze
duygularım zinde
hala özlüyor seviyorum
komşularım hayalet
bir ben içip türkü söylüyorum
yürüyorum sol yanım deniz
prens adaları az ötede belli belirsiz
sanki torpil yemiş bir gemi
biraz sonra batacak gibi
ışıkları görünüyor kıyılarının
biri diğerlerinden parlak
kafasını uzatmış en öne
ötekiler çekingen silik
zar zor seçiliyorlar
ya da hiç görünmüyorlar
afacan çocuklar geliyor aklıma
hep en öne fırlayan
bir şeyin ardına saklanmadan
yağmura gizlemeden gözyaşlarını
erkek gibi
doğrusu bir kadın gibi
ağlayabilmek utanmadan
içten ve yürekli
dem vurulur yiğitlikten bir araya gelende
özdeyişler düzerler kendilerine
“erkekler ağlamaz” mış
fosilleşmiş korkuları - taşlaşmış
bir kadeh içkiyle çözülürler
yenerler korkularını
sonunda bir kadının göğsüdür
başlarını koydukları
ya ağlarlar salya sümük - ya döverler
en cesur pozlarıyla ya da
geçmişine söverler
tam bir erkek gibi
yağmur acımasız
tükürür gibi vuruyor yüzüme
pişmanlıklarım geliyor aklıma
çocuk olmayı düşlüyorum
yeniden yaşamak geçmişi
yeniden kurmak geçmişten geleceği
hayallerim daha parlak
daha duru
daha derin şimdi
velhasıl girdabında boğuluyorum
koskoca şehir umarsız
kör
sağır
dilsiz ve duyarsız
kahroluyorum…
yürüyorum...
bir yanım şehir
bir yanım deniz
denizde balık olmak zor olmalı
her yanda balık ağları
aynımı
balıkçıyla balığın kaygıları
yürüyorum boş düşüncelerle
söylediklerim kendime
ne balık duyar
ne insan
bazen şehir dağ gibi - altında eziliyorum
bazen çıkıp burçlarında geziniyorum
insanlar ayaklarımın altında
gökdelenler kartondan oyuncak
sessizce karışsam mı kalabalığa
balıklara söylesem alırlar mı yanlarına
yoruldum yürümekten
tabanlarım ağrıyor - üşüyorum
yolun sonuna geldim
köşeyi dönünce
kırk elli metre kürkçü dükkânı
çocukların kavgası duyuluyor sokak kapısından
“babam geldi” diyor Deniz
her yanım öpücük yağmuru
bir buse alıyorum helalimden
“hoş geldin” dedi mi hatırlamıyorum
sonunda en mutlu olduğum yerdeyim
her şeye rağmen
sahici aşkların içindeyim
h.kesimoğlu
5.0
100% (1)