6
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
1378
Okunma

yağmurlu bir gecenin sabahında
çekip giden soğuk,
ılıman iklim kuşağında
suya doygun toprağın
koynundaki tohum,
tohumu çatlatmaya meyildir umut.
damar damar kılcal
emilen özsuyu
salkım saçak kök ucundan
dal ucuna yürüyüş,
bir bakarsın su yeşile döner
umut, dal yaprak
al baharlı görünüş.
umut, sürgünde çiçek
çiçekten meyve
meyveden tohum
uyur iken uyanış
hayata dönüş be oğlum!
umut, dört kanatlı cemre
hava, toprak, su ve ateş
’ete kemiğe bürünüş,
yunus diye görünüş’
halkın dilinde yüceleşen emre.
umut sevda türküsü
’cemile’min gezdiği dağlar meşeli’
cemrenin öteki adı cemle cemile.
umut, harf harf, hece hece
yaza yaza
rengârenk boncuk dizer gibi
satır satır, dize dize
soyut düş, somut düşünce
yürek ikliminden şiirler sunar bize.
umut telli gelin duvağı
davul zurna, düğün şenlik
gölde yüzen gövel ördek
havadaki telli turna,
dokuz ay, on gün sonra
elimizde bebek.
nereden nereye
dağdan indik dereye
baştan son
sondan baş,
dön dolaş
geldik mi aynı yere?
umut, gün ışığı
özün gözde yansıması
göz değen yüreğin yanması
ısınması gönüllerin;
umut, her zaman aşka hazır
toprakta tohum güneşe nazır.
ey umut, buğul buğulsun
haydi uç, bulut ol
yağmur ol,
gürle, sesin duyulsun!
ateş ve suyla yağar
gökten yere hayat
dal dal, budak budak
yerden yine göğe ağar
ağ umut; adın ağ/aç olsun.
Gaia ve Uranos
biri ana, biri baba
yani toprak ile tohum
eski zaman söylencelerinde
yenilenen ruhum...
bunca umut varken
nasıl çağ aşar
nasıl yaşar kötülük?!
umutsuzluk, pastır küftür
rutubetli zindan, loş
çürümeye terkedilen tohum
evinsiz, bomboş
boşluk ölüm,
haydi durma, umutla
karanlıktan aydınlığa
güneşe koş, koş, koş!...
Şaban AKTAŞ
07.02.2013- 08.15