0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
946
Okunma
dünyanın kahvesinden bakıyorum falıma
çöktükçe çökmüş insanlık hasreti içimize,
kalpler kabarmış, suratlar turşu satar,
gönlün güleç pazarında...
teraziler menfaat tartar kefelerinde,
yapmacık gülümsemeler satılır,
kirli ellerle doldurulurken sepetlere sözler,
adaletten bihaber yüzler...
taşa bildiğince taşmış yürekler,
çoşabildiğince coşmuş duygular,
yollar kapalı, eller çoktan ceplerde.
telvesinde sözler çıkıyor,
dostun verdiği fos sözler...
dudaklar arasında bitmiş dikenler,
beton şehirlerde dert satılıyor,
o da promosyonlu dört dört satılıyor...
aklımı alıyor üç söz önceden,
üç vakte kadar kısmeti oluyor boş sözlerin;
doluyorsun kainata yeniden...
şekerli istediğimiz kahve,
acı oluyor, gün kararıyor yeniden,
sanki- yaşamam bu şehirde diyeceksin bana
bense içeceğim seni,
kahvealtılığının altında...
koşacağım peşinden doğruların,
su gibi temiz, şeker gibi tatlı,
gül suratlı olacak gerçekler.
yalan aromalı,
süt tozu gibi adi olmayan yüreklerde...
kahperengi dünyada renk arama ey dost,
renkleri kirletirken alımız yeşilimiz,
sadece izlemek düşer, düş renkli gözümüze,
simyacı karlar yağar sözümüzün üstüne...
bir acı kahvenin hatırını ararken dünyada,
bin katırlık vurgun yeriz söz göre göre...
hep aşk mı sanırsınız benim derdimi?
kaygım içimde umman,
sadece kahve öğütülmez bu değirmende...
hayaller ezilir bir bir...
düşler öğütülür yeniden...
5.0
100% (1)