1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1175
Okunma
EYLÜL YIKANIR DALGALARDA
Gözlerindir sığınağım.
Kana karışmış gözyaşı içinde
gözyaşından söz damlıyor gizlice
düşüncenin engin okyanuslarında.
Çürümüş gökyüzü arzın yüzünden
ne salgılar sunar zehir içinde.
Arınmış yanımda bir gülümseme
bürünmüş yalnızlığıma
emzirir aydınlığı
soluyup bir batında acıyı.
Kurudu gülüşlerle mutluluk
öfkeleri yatışmış gözyaşlarında.
Sonsuz sona merhaba dedim.
Bir tutunacak dal kalmışsa insanlığından
iyiliklere liman ararım.
Dişi yıldazlar kayıyor güneşe
gökyüzünde ayın yolculuğu tek başına
okyanuslarda yıkıyor yıldızları
iz bırakıyor ardından sonsuzluk
sonbahar düşüyor bakışlarına.
Yıllanmış şarkılar üzerine
bir kalecik karası
bir yaz esintisi eylüle damıtılımış.
Hangi sözün dip akıntısından
karaya vurdu öpüşürken sevdalar.
Dalgalarda boğulmuş
takaların sesleri yankılanır.
Ahtapotun kolları uzanır rüyalarına
yengeç kıskacında kalır istiridye.
Gölgeler çekilir sessizce
yosun bağlamış çürük yeşille.
Kıyılar tükenir bu yolculukta
rüyalar eskir anlatıldıkça
yüzümüze kapanır bir eylül sonu
bir eylül sonu yaşanır
son aşklar yazdan kalma.
Hani tanığı yoktu rüyalarımın
ıslanmış kirpik uçlarında asılı
yarı çıplak sevdalar yasaklı.
Can çekişir sözler dudaklarda
Yarı baygın gölgeler serilmiş
ılık sularda boğulmak üzere.
Gene kıyıya vuracak birazdan
içindeki sır dalgalarla
bir fısıltıya dönüp
bir yel olur hafif uçarı.
Sırası gelmişken yarına
katledilen
geceden kalma uykuların.
Bir eylül yıkanır
arsızlığında dalgaların.
Ahmet Canbaba