5
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1924
Okunma
bu şiir sanadır ey!
ağla!
sıcak tut ama kucağını gülümsersen
çünkü herşey çok ham
ve çiğ yağmurlardan oluşuyorsa ağıtlar
halay harlanmış bir tandırdır artık
ve ’mendil’ acı bir sözcük
her cemaati düşürür erkeklikten...
bir şey söyle! neden susuyorsun
’zehre sevdalı gecelerden’
yanık bir köyden
etrafına hayat saçan bir nehrin kıyısından
ve gece gündüz demeden
’berivaneeee’ türküsünü söyleyen çobanların sesinden
ve sırnaşık arılar arasından geldiğimi biliyorsun..
şimdi üstümüze erkenden iniyor zamane akşamları
kendi elbisesine yatır diye sığınıyor şehir
ve ansızın kayboluyor sisler arasında gece
işte o an ölüm bir baş soğan kadar ucuz
ve fakat bir anlıkta olsa hayat
alnına dayanmışsa da bir silah namlusu
sevda için vakit var demektir
sevdiğim sen de gülümse..
ki açılsın bana cennetin bütün kapıları
dedim ki bazı akşamlar erken iner ve yakar şehrin pelerinini
güvercinleri topluyor saçaklara
çocukların sokak arası gülüşmeleri
ah!
bilmezssin böyle zamanlarda nasıl da kaynar kanım
kimseler bilmez çaresizliğimi..
sözü sana nasıl getireyim yarim!
bari gel ve mayalanmış bir şiir oku bana
ya da adı yitik bir mezar taşı gölgesinde
bana şıwan perwer’in “min bérîya te kiriye”sini azar azar mırıldan
çukurlarımızın suyundan çekilsin acı
sonra sus
susuşlarımızdan saçılsın her yana yaşam
ağla!
gözyaşlarını ek güneşin gözbebeğine
parmaklarının çatallığında kırılsın bütün zincirler
açılsın yüreklerdeki mezarlıklar
kadınlar ciğerlerinin üzerine artık beliklerini doğramasınlar..
umutla!
yıldızlarla elele versin yurdumun kızları
’aşkın aydınlığı nerde kaldı’ diye bağırsın dünyanın çocukları..
yarim!
rüzgarın bir kıvılcımı ansızın gelir
ve döker eylülün son sıcaklığını gazellerle
dökülen yıldızların ışıltısı akar gider gönül dereleriyle
oyyy yar! bu ne cinnet bu ne delilik
anımsamak ne de uğultuluymuş
aşık dediğin alır götürürmüş leylayı
çölün ciğerini deşmeye..
sebra dıla
sakla beni sabırla
çünkü ben de sonsuz baharların dalağından kokluyorum kardelenleri
gözü yolda kalan anne edasıyla
sonra sabahın aydınlığına uzat elini
ve kör kuyulara cesurca sal kendini
karın boranın tipinin beyazına kanma
ve çoban yıldızına şarkılar söyle
yoksa hançerlenir bir yerler
unutma ki hançerlenmiş umutlardan
hiçbir şey olmaz
mezar taşı bile
yarim!
bir gün soluğumun esmerliğini anımsarsan
bir papatya kopar kökünden
dikkat et! boğulmak da var çiçek ruhunun sorularında
oyyy sebra dıla
sabah yıldızı yükselirse bir ara
zaman seherindir artık
gel ve yayıl bereketli göğsüm üstüne
kirpikler nazlı nazlı sevişsin
ve farkımıza varsın gece rüyalarının esmer aksırmaları..
bu yakarı sanadır ey!..
yarim!
daya kulağını ırmaklarımın ayak seslerine
duyacaksın mutlaka
ki akıp giden yılların susuzluğundan kopup gelmişler
akıyor umutlarım
akıyor özlemlerim
akıyor isyanlarım
akıyor ağıtlarım
akıyorum
akan rüzgarlarımın esmerliği ile açıyor yurdumda gelincikler..
sebra dila: gönüllerin sabrı
5.0
100% (8)