5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
922
Okunma
istanbul...
rüyalar kenti
taşı toprağı altın
breh breh breh
dinlemiyorsun sen beni
dinlemek istemiyorsun ya da
ne bileyim
belki
adam yerine koymuyorsun
bunca kalabalığın içinde
her neyse
ne sen
ne de içindeki
milyonlarca insan
anlayamıyorsunuz beni
ey istanbul
ey şairler kenti
ey dizelerin vazgeçilmezi
güneşin
en güzel doğduğu kent
bakamıyorsun bana
bakmak istemiyorsun belki
ben ki
sana şiirler yazdım
acıların paylaştım
kan renkli
şaraplar içtim
şarhoş oldum şerefine
...
ve sen
istanbul u böyle güzel kılan
mutlu kılan
güneşin doğuş sebebi
şiirlerimin
en güzel ilham perisi
göremiyorsun beni
görmek istemiyorsun belki
-görmezden geliyorsun-
yok sayıyorsun beni
acı veriyorsun bana
biliyorsun değil mi
yakıyorsun her gün
senin için çarpan bu kalbi
gülüyorsun belki
hoşuna gidiyor can çekişmem
gözlerinin önünde
ahh
boynumda bir ilmek
közler üzerinde
yürüyorum
yalın ayak
biliyorum öleceğim ama
yine de yürüyorum
gönüllü gidiyorum senin için
göremiyorsun
görmek istemiyorsun hala
görünce
içinin yanacağını biliyorsun
biliyorsun pişman olacağını
gidiyorum....ama
’kör olasın demiyorum
kör olma da gör beni’