1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1175
Okunma
Rüyalarımız,hayallerimiz yoktu ki bizim
anlık yaşardık
çelik çomak
beş taş,körebeyi
sokalarda parklarda değil
dağlarda oynardık
bir küser bir barışırdık
temmuz sıcağında yalın ayak
başı kabak..
subat soğuğunda delik papuçlarımız
ince kazaklarımız vardı
güneş yanığı tenlerimiz
dudaklarımızda şalça lekesi
giysilerimiz toz toprak
birde kirden kararan ellerimiz vardı....
çabuk kırılan yanlarımız
tez iyileşen yaralarımız vardı
arefe gecelerinede
çok değil senede iki kere
yeni papuçlara, elbislere
çok sevinmelermiz
aşiyanlarımız,
kurbağalı derelerimiz
mantar topladığımız ormanlarımız
gündüz içinde oynadığımız
gece olunca ürperdiğimiz mezarlıklarımız vardı
masal anlatan dedelerimiz
ninelerimiz vardı
birde her daim yorgun anne babalarımız..
Rüyalarımız,hayallerimiz yok tu ki bizim
anlık yaşardık
gaz lambasında ısınan yüreklerimiz
çam odunuyla ısınan bedenlerimiz vardı
bilmekten bıkmadığımız bilmecelerimiz
dinlemekten bıkmadığımız masallarımız....
’anarşıt’ haberleri
her gün değişen dolar fiyatına şaşmalarımız
babalarımızı mazot kuyruğuna göndermelerimiz vardı..
ihtilal kuşağı çocuklarıydık biz
şimdi özlemle anacağımızı bilmediğimiz
doya doya yaşadığımız çocukluğumuz vardı...necati