2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1294
Okunma
Birkaç kanadı kırık uçurtma,
Geceden uykusuz bir masal,
Bir iskelenin ayak uçlarında
Ayrılığı gözünden öpmekte yüreği ıslak çocukluğum.
Hangi düşümden düştün de
Sevdaya giden tüm yollarını acının gözyaşıyla süsledin ?
Kapı eşiklerinde can (k)ayıbından öznesi düşmüş
Cümlenin içinde yalınayak suretim.
Esrik bir rüyadan musalla soğuğuyla
Uyandırmaya yeltendikçe
Kuyularda gusle zorlanan bir yar(a).
Hiç mi kesilmez ayrılıkların göbek bağı ?
Hiç mi kurutulmaz sevdanın gözyaşı ?
Ne zaman sevdaya yazılmış bir şiir doğsa zamansız,
Alnı ortasından vurulur özlemlerim.
Ne zaman sevdaya dik durmaya çalışsa
Tahta arabalı çocukluğum,
Yalnızlıkta açılan acılarımı kapattığım yerden
İfşa edilir çölleri bile doyuracak kadar ıslak gözbebeklerim.
Hadi topla düşlerini, iç kırıklarını.
Şimdi mevsimlerden hazan,
Şimdi zaman; zamansızlık.
Kaldır eğik başını,
Gökyüzünden sağnak sağnak
Ayrılık şiirleri yağmakta.
Ayazına dik duramadım körpe aşkın.
Acıyla savaşamayacak kadar korkaktı düşlerim.
Yağmalanmış ve yavan yüreğimi
Bir cümlenin içinde intihar ettim.
Ve gerekçeli karar;
Şiir yüzlü çocuklarım artık öksüz,
Mavi bilyelerim hükümsüzdür.
10 Ocak 2012
İsmail Sarıgene
5.0
100% (2)