11
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
2747
Okunma

U s t a M
Usta be
Senin bu çırağın varya
Adam olmaz
Yayından fırlayan ok misali
Fırlıyor sokaklara
Hani Gözlerime baksan donarım
Kımıl’dayamam
Hani sorsan menzilin neresi diye
Susar kalırım karşında
Çünkü menzilim yok
Varacağım durak yok
Vuracağım adam desen
Oda yok
Bir gün gelirde
Geri dönerse bu ok
Tilkinin kürkçü ile muhabbeti gibi
Kaçtığım noktaya geri dönerim
Ve işte her zaman ki son
Tilkinin dönüp’te dolaştığı gibi
Bizim ok yürekli çırakta
Döndü dolandı
Ve geldi geri
Merhaba Ustam
Hani Haylaz bir çırağın vardı ya
Bak ben,ben geldim
Ellerim kanlı
Kanatlarım kırık
Pişmanlık denizinden koptum’da geldim
UstaM be
Neden susuyor
Neden bana böyle bakıyorsun
Ne oldu söylesene
Sevinmedin mi yoksa döndüğüme
_Yok bir şey evlat hoş geldin
_Hoş gördük Ustam
_Evlat yoldan geldin yorgunsundur
Git dinlen
Yarın sabah 7’de gelir açarsın dükkanı
_Olmaz ustam çalışmam gerek
Harcadığım onca yılı
Boşa akan her saati geri kazanmam gerek
_Peki evlat
Nasıl istersen öyle olsun
Tulumun yerinde duruyor
Hadi üstünü değiş
İngiliz anahtarını kap gel
_Peki ustam
Üstümü değiştirip
Anahtarı’da alıp geliyorum
Buyur ustam anahtarın
_ Sağol evlat
_ Birşey değil be ustam
Meğer bizim Usta o kadar dolmuş ki
Gözlerinde akan yaşlara
Daha fazla dayanamayıp
Açmış muslukları sonuna dek
Öyle bir ağlamış ki
Çırak kalakalmış yerinde
Çünkü daha önce
Görmemiş’ki ustasının ağladığını
Dayanamayıp soracak ama
Cesaretide yok ki konuşmaya
Aradan on veya
On beş dakika geçer
Usta biraz daha sakinleşince
Bizim çırakta bitiverdi yanında
_Ustam geldiğimden bu yana söylemiyorsun ama
Sende bir hal var
Sanki yüreğin yangın yeri
Zaman geçtikçe sarıyor her yerini
Allah aşkına susma ustam
Neden ağlıyorsun böyle !!!
_Şey evlat
Nasıl söylesem,nerden başlasam
Bilmiyorum ki !!
Dediği an
Bizim çırağın yüreğine
Binlerce ok saplanır
Nefes dahi alamadan
Sorar hemen
Ne oldu ustam !!!
_Şey !!
Evlat sen gittikten sonra
EEE USTAM !!!
_Annen her gece seni aradı durdu
Sabahlara dek pencere kenarında bekledi
Bekledi bekledi de
Sen gelmedin ....
Sonunda bir sabah
Haberi geldi
O pencere kenarında beklerken
Solan bir gül gibi solmuş
Düşen yaprak gibi düşmüş yerlere
_Ne diyorsun sen usta !!!
Şaka değil mi bu
Ne olur usta şaka olduğunu söyle bana
Ne yani
Şimdi ben Ellerimle annemi mi öldürdüm
Allah’ım...
Ne olur bu bir kabus olsun
Uyanınca son bulsun
Bizim çırak bu ölüm haberiyle yıkılır
Yooooo...
Hayır böyle olmamalıydı ustam
Olmamalıydı...
Dedikten sonra bayılır
Ve düşer yerlere sere serpe
Kendine gelir gelmez
Ustasını görüverir baş ucunda
Ve derki;
Az önce bir kabus gördüm usta
Ben senin yanında durmamış gitmişim
Sonra yara bere içinde geri gelmişim
Sen beni görünce
Evlat git dinlen dedin ama
Ben gitmeyip çalışmak istediğimi söyledim
Daha sonra sen ağlamaya başladın
Ben sorunca sebebini
Annen seni beklerken ÖLMÜŞ DEDİN
Çırak gülerek kendini kandırmaya çalışır
Ne kötü bir kabus değil mi ustam
Hadi sende gülsene
Lakin usta bir türlü gülemez
_ Keşke bir rüya olsa evlat
Keşke kötü bir kabus olsaydı’da
Bu acı haberi vermek zorunda kalmasaydım SANA
Usta bunları dedikten sonra
Yine başlar ağlamaya
Bizim çırak yaş dolu gözleriyle
Döner ustasına bakar
Ve der ki !!!
Ustam Bir güne birgün
Ne Annemi
Nede seni dinledim
Yinemi nasihat deyip tersledim be ustam
Affet Annem
Sende Affet ustam
Bu işin böyle bir sona varacağını
Bilemedim be ustam
Bilemedim ....
Merhaba ustam
Bugün annemin öldüğü gün
Yani benim geri döndüğüm gün
Ben bugün çalışmasam olur mu
Annemin mezarını ziyaret etmek istiyorum
Ölürken yetişememiş
Olamamıştım ya yanında
Gidip toprağının kokusu çekmek
Doyasıya öpmek istiyorum onu
Çırağının bu sözlerini duyan usta
Bir anda dona kalır
Gözlerinin içi kan çanağına döner
Ve der ki;
_Tabi evlat neden olmasın
Git dualar et
Benim yerime’de selam et
Ellerinden öptüğümü söyle
_Baş üstüne ustam
Sana kolay gelsin
Yarın görüşürüz İnşallah
_Güle güle git evlat
Ha unutmadan
Karşıdan karşıya geçerken
Dikkat et
Önce sağını
Sonra solunu kontrol et
Daha sonra geç karşıya
_Beni düşündüğün için
Teşekkür ederim ustam
Hadi gidiyorum ben
Kal sağlıcakla
Merhaba Anne
Bak hayırsızın
Mehmed’in
Ben geldim Anne
Ben geldim
Seni üzdüğüm için
Senden milyonlarca kez
Özür dilerim
Beyazlarla süsleyince seni
İşte o zaman anladım kıymetini
Biliyorum;
Artık ne söylesem
Ne yapsam gelmezsin
Gelemezsin geri
Çünkü;
Uzaksın çok uzaktasın
Kaf’dağının gökyüzüyle birleştiği yerde değil
Bulutların göğe dokunduğu yerde değil
Sonsuzluktasın anne
Sonsuz yolculuğundasın
Geride dönemezsin
Biliyor musun anne
Kokun evimizden gitmesin diye
Pencereleri açmıyor
Yatağını toplamıyorum
Dokunduğun yerleri temizlemiyorum
Sırf Sıcaklağını daha fazla hissedeyim diye
Dokunduğun yerlere dokunuyor
Beni beklediğin pencereden
Birgün gelmen umuduyla
Şimdi ben yollara bakıyor
Gelmeni bekliyorum
Oysa biliyorum ANNE
Ana yüreğin istesede gelemezsin
Gözlerini yumduğun
Bir uyku değil bu
Açamazsın geri
Onuda biliyorum
Neyse anne
Güneş batmak üzere
Söz verdim ustama
Geç kalmayacağım diye
Haa...
Usta demişken aklıma geldi
Sana Onunda selam’ını getirdim
Ellerinden öptüğümü söyle dedi
Hadi annem
Gel gitmeden bir kez daha sarılayım sana
Toprak kokan ellerini öpeyim
Kokunu içime çekeyim doya doya
Offf annem
Ne kadar özlemişim kokunu
Ne kadar özlemişim dokunuşunu
Herşeyi bir kenara bırakta
Yüzüme bakınca gülen yüzünü
Ne kadar özledim Biliyor musun
Neyse anne
Gitme vakti geldi
Kendine iyi bak
En güzel olan Allah’a
Emanet ol
Haftaya yine gelirim
Hoşçakal....
Annesiyle vedalaşan çırak
Sendeleye sendeleye
Eve doğru yol alır
Yetişince;
Annesinin yatağına sarılıp
Kendinden geçene kadar ağlar
Ve uyandığında
Hiç birşey dahi yemeden
Dükkana koşar adımlarla gider
_Günaydın ustam
Ben geldim...
_Sana’da günaydın evlat
Hayırdır erkencisin...
Bu arada dün nasıl geçti ziyaretin
_Nasıl olsun ustam
Ağladım akşam olana dek...
Hem nasıl geçebilirdi ki başka...
Bu sözlerden sonra
Kirpas içinde yüzünü
Derin bir hüzün sarar
İnce ince gözyaşları
Süzülür yanaklarından
Çırağı ağladığını görmesin diye
Arkasını dönüp
Ve ağzını açmadan
__Hmmm anladım evlat ...
Bizim Çırağın ustasının
öyle bir kalbi vardı ki
Çok hassas’tı
Hani bir kuşun kanadını kırık görse
Onun evladıymış gibi yüreği yanardı
Sızlardı kalbi
Kimse görmezdi ama
Oturur ağlardı
Yüzüne bakınca sert görünsede
Pamuk gibi kalbi vardı
Adam gibi adamdı ustam...
Neyse biz hikayemize geri dönelim
Bizim usta biraz geçtikten sonra
Yine sorar...
_Hayırdır evlat bugün bayağı erkenciydin ?
_Evet ustam
Seninle birşey paylaşmak için
Çabucak çıktım evden
_Hayırdır evlat
Kötü birşey yoktur İnşallah
_Yok ustam yok
_Eee anlat o zaman
Seni sabahın bu saatinde
Benim yanıma getiren şey nedir ?
_Dün annemin yanından gelince
Eve gittim,onun yatağına sarıldım
Ağlarken kendimden geçmişim
Bir ara sanki kendime geldim
Baktım o uyuyor yanımda
Saçlarına dokundum
Onun saçlarıydı
Yüzüne dokundum
Onun gül yüzüydü
Ona sarıldığım an
Yine kendimden geçmişim
Ama kafama takılan birşey var USTAM
Böyle birşey olabilir mi
Sevdiklerimizi kaybetsekte
Görebilir miyiz
Eğer öyleyse
Neden annem görünmüyor bana
Yoksa beni sevmiyor mu ?
_Olur mu öyle şey bir anne yavrusunu sevmez mi hiç
Bak şimdi söyleyeceklerimi iyi dinle sen
İnsanlar sevdiklerini kaybedince çok üzülür
Gece gündüz düşünür,ağlarlar
Ve o kaybettikleri insan
Rüyasına gelir,sanki yanındaymış gibi hisseder
Sende onlardan birini yaşamışsın sanırım
Ama bilmen gereken birşey daha var
Biz kaybettiklerimizi göremesek’te
Onlar her zaman görürler
Korurlar bizi...
_Nasıl yani ustam ???
_Yani evlat
Biz onları çok düşündüğümüz
Ve düşünürken çok ağladığımız zaman
Onlar gözyaşlarımızı görür üzülürler
O zamanda rüyamıza gelip
Acımızı biraz olsun dindirirler...
_Ne yani
Şimdi annem ağladığımı görüp üzülüyor mu ?
_Evet evlat
_O zaman bundan sonra hiç ağlamam
Yeter ki üzülmesin,ağlamasın
Yaşarken benim derdimden onca çekti kadın
Birde gittiği yerde çekip,kanamasın yüreği
_Afferin sana evlat
Sevdiklerimiz ölebilir
Hepsini kaybedebiliriz
Ama onları kalbimizde yaşatmak
Yine bizim elimizdedir...
Ustanın bu sözlerini duyan çırak
_Ustam
_Efendim evlat ?
_Ben bundan sonra hiç ağlamayacağım
Canım yanabilir,içim acıyabilir
Kanasada yüreğim
Sevdiklerimi yüreğimde yaşatacağım...
Geçen yıla kadar hiç birşey bilmediği
Ve hayatın ne olduğunu bilmeyen çırağından
Bu sözleri duyan usta
Gülümseyerek
_İşte evlat
Şimdi sende usta oldun ....
Mehmet aküzüm
sesi güzel yorumuyla hikaye’ye hayat veren güzel kardeşim Gülser Ateş’e teşekkür ederim
5.0
100% (14)