(Şehitlerim. Can şehitlerim 66 )
(H. 32’de Hazarlarla yapılan savaşta şehid düştü)

Abdurrahman bin Rebiâ BÂHİLİ (RA)

Künyesi; Abdurrahman bin Rebiâ
Yezid El-Bâhili diye bilinir,
Yiğit, mert, cengâver bir sahabidir,
“Zû’n-nûr” lakaplıdır Abdurrahman’ım.

Kılıcının adına “Zû’n-nûr” denilirmiş,
Râsûlullah’tan hadis rivayet etmemiştir,
Abdülber, O’nu sahabe diye bilmemiş,
İbni Hacer ki; sahabe sayar yiğidim.

O zamanlarda önemli bir kural vardır,
Sahabe olmayan komutan olmamıştır,
Peygamber’in savaşına katılmıştır,
Râsûlullah sohbetinde vardır yiğidim.

İslâmiyet’i çok geç kabul etti denir,
Ebû Bekir devrinde pasif bir haldedir,
Hz. Ömer zamanında kendini gösterir,
Hakk Ordusu’nda kadılık yapan yiğidim.

Ebû Vakkas ordusuyla İran’a gitmiş,
Ömer O’nu, orduya kadın tayin etmiş,
O, ganimet dağıtımında görevliymiş,
Adalet ölçüsü doğru olan yiğidim.

Kadisiye Harbi’nde birlik komutanı,
Orada vermiş “Zû’n-nûr” kılıcın hakkını,
Öldürmüş düşmanın en büyük komutanını,
Savaş alanında cengâverdir yiğidim.

Hz. Ömer O’nu Derbent Fethi’ne göndermiş,
Amr’ın öncü kuvvetine komuta etmiş,
O, Amr ölünce ordunun başına geçmiş,
Vali ve başkumandan olmuştu yiğidim.

Hazar Türkleri’yle muharebe yapılmış,
Hz. Osman’ın döneminde de görev yapmış,
Belencer’deki muharebeye katılmış,
Hazar Muharebesi’nde şehid yiğidim.

Derbent’i fethettiği rivayet edilir,
O, cesaretiyle hep muzaffer biridir,
Bâhili adıyla da daha çok bilinir,
Türkler O’nun kabrini korur yiğidim.

Kuralık yıllarında medet umarlarmış,
O’nun adına bir de türbe yaptırılmış,
Kabirden sıkıntılara çare aranmış,
Hurafelik ki boş tenceredir yiğidim.

İmanlı gönüllere hurafelik girmez,
Mezar taşları önünde boşa eğilmez,
Çoğu kahramanı gerçek yönüyle bilmez,
Taş yığınları huzur vermezmiş yiğidim.

Aslolan o ki; dinin özüne inmeli,
Allah ne buyuru onu iyi bilmeli,
İslâm’da hiçte hurafelik yok görmeli
Dinde istek kapısı Allah’tır yiğidim.

Bâhili gibi mertlerin yaptığına bak,
Onlar insanlık arasına sokmaz nifak,
Örnek al, çünkü onlar bize birer şafak,
Tarihten ders alınır bilinmeli yiğidim.

Şair: Abdullah Yaşar Erdoğan.