13
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
4703
Okunma

Şiirde anlatılan olay gerçektir.
Şöyle bir araştırdım, neler vardı geçmişte;
Alaca ilçesinde, bin dokuz yüz yetmişte;
Çaykara’dan göç etme, meşhur, Laz Hoca vardı.
Bakkaldı, adı Mehmet; ne bulursa satardı…
Ana merkez dışında yok elektrik ağı;
Millet, aydınlanmada kullanırdı gaz yağı…
Kaleli’nin Benzinlik var idi o zaman da;
Burdan gaz yağı alıp, satıyordu dükkânda.
Merakı giderilsin, “dükkân nere?” diyenin;
Yüz metre aşağısı, Eski Belediye’nin…
Öykünün kahramanı, Laz Hoca’nın Eşeği;
Arkasında bir kağnı, ziyadeydi emeği…
Dükkândan benzinliğe tek başına giderdi;
Yolun sağına geçer, çok da dikkat ederdi!
Petrole yanaşınca pompacı tanır onu;
Doldurulur kağnıda, en az on gaz bidonu.
Yükünü alan eşek, yine düşer yollara,
Dükkâna kadar durmaz, uyardı kurallara!
Kavşağa yaklaşınca bakardı sağa sola;
Şayet vasıta yoksa devam ederdi yola…
Giderdi sabit hızla, şoförün hası gibi;
Bükerdi kulağını, sinyal lambası gibi!
Alaca, irkilirdi anırınca sesinden;
Hala hayali geçer, tüm Zile Caddesi’nden!
Tarih unutmaz onu, disiplinli, hem de tek;
Ders olsun insanlığa; “Kurala uyan eşek!”
Trafik kazaları çok arttı günümüzde,
Korkunç bir istatistik duruyor önümüzde!
Canavarın elinden almak için yarını;
Gençliğe öğretmeli, kârını, zararını;
Laz Hoca’nın, eşeğe verdiği kadarını;
Laz Hoca’nın, eşeğe verdiği kadarını!
Halil GÜLŞEN