32
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
2045
Okunma

Dünde kalmış günleri
ışıksız odaların
soğuk duvarlarında arıyordu elleri
Sorsanız bugün günlerden ne diye
hafızası kayıp …
dilini ısırmış yılan gibi
kendi zehriyle
gözlerini
kuyruğunun acısıyla dikip
kıvranacaktı.
Rüzgara adres soran bedeni
perperişan son bir gayretle
Küçük bir adanın sahipsiz kalmış
yaban otlarına basarken
adımları soluyordu…
suları çekilmiş nehirlerin
köprülerle küskünlüğü bile konuştu
yürüyen mavi beyaz umutlarıyla
geçip giderken
şeffaf duvağının altında
gözlerinin akı ile karası gibi
Ona yakın bir kadın
teni pembeler açan
Kızıl mavi dalgaları
estikçe savruluyordu.
Sen kuşku duyuyorsun
bırak kuşku seni duysun diyerek
cansız bir kıyının
kumsallarına uzanan gerdanı
kabuğunun altında yaşayan
gri beyaz incilerle denize döküldüğü gün…
O dünde kalmış günlerle
bu günler yarınlara uzanacaktı…
şimdi
şu an
sonsuz bir uçuruma yuvalanmamış olsaydı…
Son defa demişti kadın adama
son bir şans daha yok
işte o son anı son defa yaşatıyordu kadın….
Meryem Maman ( nene hatun)
28 Aralık 2012
5.0
100% (30)