25
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
2339
Okunma

Kendini bildi bileli kafesteydi
Tüm dünyası evin içindeki ahaliydi
Karnı tok, sırtı pekti
Suyu ihmal edilmezdi
Sevgi;
Seviyorlardı işte akıllarına geldikçe
Hayattan daha ne isteyebilirdi ki…
Cam kenarıydı yeri
Gökkuşağı renginde olan perdelerin ardından izlerdi
Mevsimine uyup yağan yağmuru tanımıştı
Yağdıkça kar lapa lapa cinslerinin titremesini görür
Sıcacık evinde onlara üzülürdü
Baharlarda coşardı içi
İmrenerek bakardı
Kanatlanıp uçmak
Çiçeklerin bastığı dallara konmak
Isındıkça teni
Ulaşmak isterdi bulutların ardındaki güneşe…
İlkbaharda ve yaz mevsiminde özenirken
Sonbahar ve kışta şükrederdi haline…
Günlerden bir gün bir beyaz güvercin kondu penceresinin kenarına
İlk göz göze gelişlerinde yüreğinin ahenkli titreyişine anlam veremedi
Onun gelişiyle öğrendi hayal etmeyi
O zaman istedi özgürce uçmayı
Umutla şakımayı
Ziyaretçisi her gün gelir olmuştu
Pencere kenarına konarken
Aşk nağmeleriyle şakıyarak
Gönül penceresine de konmuştu…
Sevgisini verdiğiyle el ele uçmak
Dünyayı onun gözlerinden tanımak istiyordu…
Aşkın yüceliğinin Kaf dağının ardında olmadığını
Sevdanın pembe rengini öğrendiği yürekten
İlk ihanetin hançerinin sızısını hissetti sırtında
Ardından sıralandı önüne yılan gibi kıvrılan yalanlar…
Kanadına taktığı bir başka güvercini getirip
Özgürce uçarak nispet yapıyordu…
Kara sevda dedikleri bu olsa gerekti
Olmaz olası kara sevda nereden onu bulmuştu?
Tertemiz sevgisi kirlenmiş
Aşkın adı lanetlenmişti
Sadakatsizliğe tanık olmamak için kör
Seslenişleri duymamak için sağır olmayı diledi yaratandan
Hiçbir şeyin faydası yoktu
Seven yüreğini kor ateşlerde dağladı
Arsız, utanmaz, alçak bir kalleşti sevdiği…
Gökkuşağı rengi perdelerin yerini
Katran karası perdeler aldı
Kafesinin içinde intihara sürüklendi
Yemedi,
Bir yudum su içmedi
Günü geldiğinde bir damla kanlı gözyaşıyla son buldu hayatı…
24.12.2012__________________Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
5.0
100% (21)