Gri evlerin damındaki sessiz bacalar,
Kül rengi dumanlar saldınız içime,
Nefesim Yezidi çocuklar doğurdu,
Ben Kerbela ağıdı yaktım gurbete,
Serçeler siyaha mı boyandı nedir?
Görmüyorum baharın açan çiçekleri…

Bağdat Caddesinde akordeon çalıyorum usuldan,
Sesim boğuk, yüreğim ise fuşya,
Elime koyu bir tütün almışım,
Öksürdükçe acı bir tat yutkunuyorum.
Galata bankerlerini arıyorum bazen,
Bazense seyyahlığım senin girdabında yıkanır,
Tuz kokulu gömlekler giyinirim,
Öyle bir paklandım ki yollarında,
Umut haznem esmanla yoğruldu,
Üşüdüm Temmuz’un bolluk bahçelerinde…

Elime koyu bir tütün almışım,
Öksürdükçe acı bir tat yutkunuyorum.
Üçgen avuçlarıma Somalili çocuklar oturur,
Musalla başlarına ben kurban edilirim,
Adaklarım murdar çıktı, kelimelerim fora!
Varlık gemilerim, hiçlik filolarına demir attı.
Ben keder yüklü şiirler demledim yine.

Elime koyu bir tütün almışım,
Öksürdükçe göğüs kafesime hapsoluyorum,
Sonunda, cenneti de gördüm
“cehennemi de” senin uğruna…