0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
779
Okunma
Koyu ve yorucu
bana yürüyen gece
ve azgın bir şafağı
dil ucuyla yarım ağız
davet ediyor haince
doğsun muydu güneş
doğmasın mıydı
gözleri kapanıyor ruhumun
yüz göz olmak istemiyor güneşle
bir kabusa tereddütlü
adımlar atmak
sanki biraz
kendini sınamak
günaha ve ölüme
peşimi hiç bırakmayan
bir şeyler var şansızlık
kader ve yok/sunluk
yüzsüz bir adam gibiler
oysa içim merhamet pazarı
talan edilen
uçuk ve biraz da kaçık
maskelere isyanlı
zehirli rüzgarlara mecbur edilen
seninle ben...
gönlümüzde olmasada
dilimizde tat,put denilen o ilah
sinsi silahlı dolaşıyor
iç sokaklarımız da
bir sevdaya oynuyorum
son oyunlarımı
asırlar öncesinden kalan
korkularımı
en izbe yerlerimde hissederek
ve derinden
ıssız ama heybetli kervanlar
geçiyor içimden
peşlerine takılıp
sürülmek istiyorum o şehirden
o şehire
hadi fermanımı el yazınla
yaz lütfen...
Meryem Akyıldız
5.0
100% (1)